Antalya’da 11-15 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen ve yaklaşık 2 bin kadın doğum hekiminin katıldığı 13. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresinde konuşan Prof. Dr. İsmail Özdemir, anne ölümlerine dikkat çekti.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Riskli Gebelikler (Perinatoloji) Uzmanı Prof. Dr. İsmail Özdemir, başta Sağlık Bakanlığı ve kadın doğum hekimleri olmak üzere, sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarıyla anne ölümlerinin eski yıllara göre oldukça azaldığını vurguladı. Özdemir, “Anne ölüm oranlarında dünyada en hızlı düşüş gösteren ülkeler arasındayız, buna rağmen bu ölümler hala önemli bir sağlık problemi olmaya devam ediyor” dedi.
Özdemir, 13. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’ndeki sunumunda, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre gebelik sırasında ya da doğumdan sonraki 42 güne kadar olan ölümlerin anne ölümü olarak adlandırıldığına dikkat çekti.
ÖLÜMLERİN YARISI İLK 24 SAATTE OLUYOR
Kanamaya bağlı anne ölümlerin yarısının doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde, kalan büyük kısmının ise sonraki bir hafta içinde gerçekleştiğini anlatan Özdemir, rahmin yeterince kasılamaması nedeniyle dakikalar içinde annenin ölüme sürüklenebileceğini vurguladı. Özdemir, “Doğum yapmış gebelerin rahimleri sık kontrol edilmelidir, ayrıca rahmi kasıcı ilaçların kullanılması kanamaları oldukça azaltacaktır. Kanama devam edecek olursa, kadın-doğum hekimi kanamayı kesen özel yapım ‘balon yöntemlerini’ ya da rahme atılacak ‘dikiş tekniklerini’ iyi bilmelidir” dedi.
Ülkemizde gebelik sayısının yılda 1 milyon 300 bin civarında olduğunu vurgulayan Özdemir, anne ölümlerinin en az yarısının önlenebilir olduğuna dikkat çekti ve riskli gebelerin doktorları tarafından ileri merkezlere yönlendirildikleri zaman, gebelerin o merkezlere gitmelerinin hayat kurtaracağını kaydetti.