Medical Park Ordu Hastanesi Kardiyoloji Bölümünden Prof. Dr. Bengi Başer, Ramazan ayında oruç tutmak isteyen kalp hastalarının, doktor gözetiminde derecesine göre kontrol altında oruç tutabileceklerini söyledi.
Son bir yıl içerisinde kalp krizi geçmişi olmayan, semptomları ilaç tedavisiyle kontrol altında olan kalp, damar ve yüksek tansiyon hastalarının, doktorlarına danışarak oruç tutabileceğinin altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer, Ramazan ayı dolayısı ile kalp hastalarına önerilerde bulundu. Oruç tutmanın iyi huylu kolesterolü yükselttiğini, damar tıkanıklığına yol açan plakların dışındaki kılıfları sağlamlaştırarak kriz riskini azalttığını kaydeden Başer, “Ancak özellikle yaz aylarına rastlayan bu dönemlerde uzun süreli açlık, sıvı- elektrolit kaybına yol açar. Bu da pıhtılaşma sisteminin aktive olmasını sağlayarak kalp krizine zemin hazırlar, ritim bozukluğunu da tetikleyebilir. Bu nedenle orta ve ileri derecede kalp hastalığı, kontrolsüz hipertansiyonu, kalp hastalığına eşlik eden diyabet, böbrek gibi kronik hastalığı, mekanik protez kapağı olan hastaların ve kalp yetersizliği olanların oruç tutması kesinlikle sakıncalıdır. Ritim bozukluğu olan kişiler oruç tutmaktan kaçınmalıdır” dedi.
“İFTARDA HIZLI YEMEK YEMEKTEN KAÇINILMALIDIR”
Oruç tutacak olan kalp hastalarının, takiplerini yapan doktorlarının verdiği diyet programlarını aksatmamaları, kısıtlı tuz ve yağ önerilerine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Bengi Başer, şöyle devam etti: “Özellikle bu dönemde diyetlerini bozmamalı, Akdeniz mutfağı dediğimiz sebze ve salata ağırlıklı, et olarak da balığın tercih edildiği beslenme biçimini uygulamalılar. İftarda oruçlarını hurma ve çorba gibi daha hafif gıdalarla açmalı ve ara verdikten sonra diğer yemeklere geçip bir anda hızlı yemek yememeliler. Çünkü uzun süreli açlık sonrası ağır yemek kalbin iş yükünü yüzde 20 arttıracaktır. Bu da kalp krizini tetikleyebilir. Bu nedenle günlük ihtiyaç olan besin miktarı iftarla sahur arasında bölüştürülerek azar azar ve sık alınmalıdır. Baharatlı, hazmı zor gıdalar tüketilmemelidir. Yağlı yemeklerden uzak durulmalıdır. Günde en az 2 litre su tüketmek, bunu iftar ile sahur arasına bölerek içmek önemlidir. Özellikle sahurda çay, kahve yerine bol su, komposto, az tuzlu ayran tercih edilmelidir. İftarda az miktarda açık çay içilmeli, kahve, kola gibi içecekleri tüketmekten kaçınılmalıdır. İlaç düzeni iftar ve sahura göre kurgulanmalıdır. Sıcak saatlerde dışarıda bulunmamalı ve mümkünse mutlaka 1-2 saatlik öğle uykusu alınmalıdır. Bütün bu önlemlere rağmen Ramazan ayı boyunca kalbin ritim atışlarında değişiklik, tansiyonda oynama ya da göğüs ağrısı hissedilirse, bu gibi şikayetler ihmal edilmeyip mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.”