Bilecik’teki “14 Mayıs Eczacılık Günü”, eczacıların Cumhuriyet meydanındaki Atatürk anıtına çelenk koyması ve yapılan basın açıklamasıyla kutlandı.
Bir grup eczacının da katıldığı çelenk sunumu sonrası açıklama yapan 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası Bilecik İl Temsilcisi Dolunay Seval Taşkın, modern, bilimsel eczacılığın 176’ncı yılını kutlamanın gururu içinde olduklarını söyledi. Kendilerinin, tarihsel mirası, toplumsal misyonu ve gelecek vizyonu ile sağlıklı yaşam hakkını temel düstur edinmiş böylesine kutsal bir mesleğin mensubu olmanın onurunu ve sorumluluğunu taşıdıklarını belirten Seval Taşkın, "12-18 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Eczacılık Haftasında, uzun süredir eczane ekonomilerimiz de yaşanan dar boğaz hakkında hem sağlık politikalarının belirleyicileri olan siyasal otorite ve karar alıcı kurumlar nezdinde hem de ilaç ve eczacılık hizmetlerinin yararlanıcısı olarak yolu her zaman eczaneye düşen yurttaşlarımız nezdinde farkındalık oluşturmak istiyoruz" dedi.
"ALTINI ÖZENLE ÇİZMEK İSTERİZ Kİ BİZLER İLACIN BULUNABİLİR VE ALINABİLİR OLMASI TARAFTARIYIZ"
Seval Taşkın, Türkiye’ de 2004 yılında yürürlüğe giren ilaç fiyat kararnamesi, 2005 yılında sosyal sigorta ve güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanmasıyla tek alıcının sosyal güvenlik kurumu haline geldiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti.
"2009’dan bu yana uygulanan global bütçe yöntemi, ilaç ve eczacılık alanında yıllar geçtikçe daha da belirginleşen ve somutlaşan olumsuz etkiler oluşturmuştur. İlaç harcamalarında tasarruf adına uygulamaya konulan bu düzenlemelerin ilaç fiyatlarında yarattığı düşüş nedeniyle eczane ekonomileri artık geniş ölçekli kayıplar yaşar hale gelmiştir. Altını özenle çizmek isteriz ki bizler, ilacın bulunabilir ve alınabilir olması taraftarıyız. Hem kamu ekonomisinin korunması hem de ilaca erişim hakkı bakımından bunun gerekli olduğunu düşünmekte, yıllardır bu politikanın savunuculuğunu yapmaktayız. Ancak ilaç fiyatlarının sürekli olarak düşmesi, geliri sadece buna bağlı olan eczacıları ekonomik olarak zora sokmuş, bunun yanı sıra bazı ilaçların piyasada bulunamamasına neden olmuştur. Fiyatlar düştükçe eczacıların gelirleri de düşmekte, ancak buna karşın giderler artmaktadır. Eczacının her geçen gün artan eczane işletim masraflarını karşılayamayacak boyutlara ulaşması nitelikli bir ilaç hizmetinin sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır."
"HASTALARIMIZIN VE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN ECZACINIZA İYİ BAKIN"
Seval Taşkın, eczanelerin bugün 73 bin 500 kişiyi istihdam ettiğini ve ülkede 250 bin kişi civarının eczacıya ekmek parası olduğunu belirterek, "Birinci basamak sağlık kuruluşu olan eczanelerin varlıklarını sürdürebilmeleri ve nitelikli bir sağlık hizmet sunumu için politika yapıcıların uzun süredir uyguladıkları ilaç fiyatlandırma ve geri ödeme politikalarının eczaneleri nasıl bir noktaya sürüklediğini artık görmeleri ve acilen önlem almaları gerekmektedir. Salt maliyet odaklı yaklaşımların halk sağlığına tehdit oluşturduğu ve halkın ilaca erişim hakkını zedelediği açıktır. İlacın bulunabilirliğini, alınabilirliğini ve ilaçta kaliteyi önceleyen bir ulusal ilaç politikası geliştirmek, sağlığın kılcal damarı olan eczaneleri ekonomik yönden düzlüğe çıkaracak önlemlerin eczacı meslek örgütlerinin katıldığı bir mekanizma içerisinde hayata geçirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. En yaygın sağlık hizmet sunucusu olan eczanelerin en az yarısının bin bir güçlükle yaşamını sürdürdüğü, eczacıların eczane maliyetleriyle boğuşur hale geldiği bir aşamada sağlık hizmetlerinin kalitesinden bahsedilemez. Eczacıların ve eczanelerin sorunlarının çözülmesi, sağlık alanında daha etkin bir rol üstlenmelerini ve ülke insanına verecekleri hizmetin kalitesindeki artışı beraberinde getirecektir. Hastalarımızın ve çocuklarımızın geleceği için eczacınıza iyi bakın" dedi.