1 haftada 3 maç oynadı Samsunsporumuz... İçeride Keçiörengücü'nü yendik... Ardından deplasmanda 10 kişi kalan Bursaspor'a facia sonuçla 4-1 yenildik. Ligin sonuna demir atmış, aldığı sonuçlarla panik butonuna basmış Gençlerbirliği ile içeride oynadığımız son maçta, son dakikada bulduğumuz beraberlik golüyle 2-2 berabere kalarak hayal kırıklığı yaratan bir Samsunspor izlemenin mutsuzluğunu ve üzüntüsünü yaşadığımı belirtmek isterim... Mehmet Altıparmak hocam geldiğinde ne demişti? 1 yersek 2 atarız... Sevgili hocam tam tersini yaşıyoruz son 2 maçta, 2 yiyoruz 1 zor atıyoruz... 1 haftada oynadığımız 3 maç, bize ne veriler verdi birlikte bakalım... Bizim takım içeride her takımı yenebilir lafı, çok iddialı oluru anladık... Bizim takım deplasmanda zor kazanır, hatta berabere kalmakta sıkıntı çekeriz artık sloganımız... Hazırlık maçlarının kazanılmasının lig maçlarına etkisinin olmadığını da alınan sonuçlarla bir kere daha tespit ettik... Bizim takımın, takım defansif disiplinin olmadığını, defansın arkasına atılan her topta ve duran toplardan hatalı eşleşmeler ile yediğimiz gollerle bunu tescilledik... Takım halinde taktik faul yapmak, sanki bize işkence... Sanki gereksiz ve Atatürk armalı o canım beyaz formamıza çamur değmesin isteyen oyuncu topluluğu... Özellikle agresifliği evde unutmuş, geri vitesi olmayan araba gibiydik... Hücumda biraz Yasin, biraz Tomane, biraz da son maçta Fofana... Geri kalan hepsi karavana... Kötü pası, kötü şutu değiştirebilirsiniz; ancak kötü koşmaya ve mücadele etmemeye çare bulamazsınız... Takımın dış motorları çalışıyor, ancak iç motorları sos veriyor... Dünyanın sonu değil böyle sonuçlar olabilir diyebilirsiniz, ders çıkaracağız metodunu öne sürebilirsiniz... Ancak dünyanın her yerinde kredinizi çabuk tüketirsiniz; insanların size güvenleri her geçen gün azalır... Soru şu: Samsunspor nereye koşuyor, ben önümüzü göremiyorum ya siz?