Türkiye; cinayet, silahlı saldırı, kadın kıyımı, mafya hesaplaşması, işyeri kurşunlama ve baskın haberleriyle sarsılıyor.
Her gün saldırılarda, cinayetlerde yitip giden canların üzücü ve düşündürücü haberlerini izliyor, okuyoruz. Toplumdaki yozlaşma, eğitimsizlik, derin ekonomik sorunlar, sığınmacıların yaygınlaşması, bireysel silahlanma çılgınlığından ötürü asayiş vakaları artıyor.
Asayiş olaylarında kolluk kuvvetlerine başvurması gerekirken, beline silahı takan mafya tipli azgınlar sözüm ona hasımlarına karşı “kendi işini kendi görüyor.”  En son Esenyurt’ta 2 kişinin öldüğü  alacak verecek sorunundan  çıkan  büfe baskını, günlerce konuşuldu, asayiş gündeminin ilk sırasında yer aldı. Bunun gibi daha niceleri... Ülke Meksika çetelerinin hesaplaşma alanına döndü. Böylesine bir vahşet söz konusu. 
 Güvenlik güçleri olayları önleme adına yoğun mücadele etse de silahlanma çılgınlığından dolayı her an olay meydana geliyor. Üzülerek belirtmek gerekirse, asayiş berkemal değil. Güvenlik kuvvetleri ne denli çabalasa bile her yanı saran eğitimsizlik ve yozlaşma şiddeti, saldırıyı, kadın cinayetlerini tetikliyor.
Silaha erişimin kolay olması, beraberinde bireysel silahlanma çılgınlığını getiriyor. Ülkemizde bireysel silahlanma rekor düzeyde. İki erkekten birinde, üç aileden birinde silah var. Ülkede 36 milyona yakın kişi silah taşıyor. Zorunluluk dışında ruhsat alımına katı kurallar getirilmesi gerekliliğini son günlerdeki olaylar ortaya koyuyor.
Umut Vakfı’nın verilerine göre 2023’ün ilk 7 ayında 1938 silahlı olay medyaya yansıdı. 1200 kişi bu olaylarda yaşamını yitirirken, 1960 kişi yaralandı. Şiddet olaylarının 1653’ünde silah, 285’inde kesici aletler kullanıldı. Medyaya yansımayanlar cabası.
Bu yılın sadece temmuz ayında 25 kadın öldürüldü, 9 kadın ölü bulundu. Kadınların yüzde 64’ü ateşli silahlarla canından oldu. Kadın cinayetleri hız kesmeden sürüyor. Bu alanda dünyada rekor kırıyoruz. 
Boşanma aşamasında olan eşini, birlikteliğini sonlandıran kadını “namus meselesi” adı altında öldürdü cinsi  “erkek” olan katiller.  Öylesine bir vahşet ki sokak ortasında herkesin gözü önünde çocuklarının annelerini acımasızca hayattan kopardı katil sürüleri.
Trafikte yaşanan tartışmalardan ötürü, aracını başka aracın önüne çekerek  tekmelemek, aynayı kırmak, eline geçirdiği bıçak ve sopayla saldırmak, hatta belinden silahı çıkarıp korku salmak sıradanlaştı. Trafik magandaları yollarda terör estiriyor. Cinayetten hiç farkı yok trafikteki saldırıların. Ne hakla başka birinin ulaşım özgürlüğünü engelliyor gözü dönmüş caniler?
Bu tür yargılamalarda cezalar artırılmalı. Ödül sayılacak iyi hal indiriminden yararlandırılmamalı katiller. Topluma ibret olacak cezalar verilmeli.     
Türkiye silahlanma çılgınlığından mutlak sıyrılmalı. Hiç yoktan giden canlar, aile dramları, kadın cinayetleri, çocuk tacizleri Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkarılmalı. Uzlaşmayı, hukukun üstünlüğünü ve barış içinde birlikte yaşamayı içselleştirmeliyiz.