Yine Olmadı!

Abone Ol

Fenerbahçe nihayet 16 yıl sonra Şampiyonlar Ligi’ne gitmeye çok yaklaşmıştı. Ancak yine bu sefer de olmadı. En son Alex’li ve Appiah’lı zamanlarda hatırlıyoruz Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi macerasını. Fenerliler olarak hiç şüphesiz heyecan hayâl kırıklığına dönüşüyor.

Fenerbahçe berbat oynadı ve maçı kaybetti. Neredeyse hiç pozisyon bulamadı. Oyuncular turu vermeye razı gibi oynadılar. Taraftarın ağırına giden de bu aslında. Avrupa Ligi’ne razı bir şekilde mağlup olmak. Ortada farklı bir mağlubiyet yok ama iyi oynanmış ve turu hak edecek bir Fenerbahçe de yoktu.

Fenerbahçe’yi çocukluk ve gençlik dönemlerimde takip ettim. Özellikle de Avrupa maçları Zico’nun takımı idâre ettiği zamanlarda heyecanlı ve keyifli olmuştur.

Üniversiteye geçtiğim zamanlarda Fener’i pek takip ettiğimi söyleyemem. Ama bu zamanlar zaten Fenerbahçe’nin silikleştiği ve kaybolduğu zamanlardı. Ne bir lig şampiyonluğu geldi ne de Avrupa’da heyecan verici bir maç cereyan etti.

İsmail Kartal döneminde de Fenerbahçe’nin maçlarıyla pek ilgilendiğimi söyleyemem. Biraz şanssızdı ve kadroda takımı parlatacak bir oyuncu yoktu ama İsmail Kartal’ın çok iyi bir teknik direktör olduğunu düşünenlerdenim. Aykut Kocaman da öyle. Ama her ikisi de Fenerbahçe’nin şanssız dönemlerine denk geldiler.

Eylül’de Fenerbahçe’de yönetim seçimi var. Doğrusu, Aziz Yıldırım’dan sonra gelen yeni Fenerbahçe yönetimine pek alışabildiğimi söyleyemem. İyi bir yönetim de sergilemediler. Hâlâ yönetim aynı olmasına rağmen şimdilerde yeni yeni Fenerbahçe’de takım oturdu. Bireysel yeteneklerin ön plana çıkabileceği iyi oyuncular takıma geldi. Ama hâlen tam mânâsıyla bir takım oyunu yok. Fenerbahçe’de yönetim değişmeden bir şeylerin değişeceğini umut etmek zor.

Takımın en iyisinin Sofyan Amrabat olduğunu düşünürdüm. Hâlâ aynı fikirdeyim. Sofyan Amrabat mükemmel bir topçu. Ancak Śkriniar takıma geldikten sonra en iyinin ve kaliteli futbolcunun Śkriniar olduğuna kanaat getirdim. Bunun haricinde, kaliteli olmakla beraber pozisyonları boş yere harcayan çok futbolcu var Fenerbahçe kadrosunda.

Tabi burada José Mourinho’dan da bahsetmemek olmaz. Mourinho’nun iyi bir hoca olduğunu zaten kimse tartışmıyor. Kazandığı kupalar ve başarıları ortada. Ancak ben Mourinho’yu karakteriyle değerlendirmek istiyorum. Bana kalırsa, maç içerisinde kumar oynuyor. Maçın gidişatına göre aklındaki en iyi hamleleri yapmaya çalışıyor. Kazanmak ve kaybetmenin ötesinde maçın hakkını vermeye çalışıyor. Talih bazı maçlarda Fener’in yüzüne güldüğü gibi bazı maçlarda da yenilgi karşısında çaresiz kalıyor bu yüzden.

Fenerbahçe’nin maçının ertesi günü Samsun’da Samsunspor’un Avrupa Ligi maçı vardı. Samsun tarihinde on yıllar sonra Avrupa Ligi klasmanında oynama şansını iyi değerlendiremedi. Aslında Samsunspor Avrupa Ligi’ne gitmeyi hak etmişti. Ama acemilik oldu diyelim. Bundan sonra Avrupa macerasına Konferans Ligi’nde devam edecek.

Fenerbahçe’ye “Yine Olmadı!” derken Samsunspor için de “Yıllar Sonra Olmadı!” diyerek bu yazıyı bitirelim.

Gazi Giray Günaydın

gazigiraygunaydin@gmail.com