Öngörüldüğü gibi bu sezon denizlerden adeta palamut fışkırıyor. Pahalı fiyatından ötürü yıllardır balığın yanına yaklaşamayan tüketici, bu sezon ucuz fiyatıyla palamut bayramı yaşıyor.
Denizlerde 1 Eylül’de başlayan av sezonu öncesi, deneyimli balıkçılar palamudun bol avlanacağını ve ederinin önceki sezonlara göre hayli ucuz olacağını bildirmişti. Yıllarını denizlerde geçiren tekne kaptanlarının öngörüleri doğrultusunda bugünlerde Karadeniz ve Marmara’da palamut bolluğu yaşanıyor. Boyuna göre 20-50 lira arasında satılan palamut, gariban sofralarının vazgeçilmezi oldu.
Balıkçılar tutkunları için lakerdanın da tam zamanı olduğunu belirtiyor. Torik kıt olsa bile 2-3 kilogram ağırlığındaki iri palamuttan kurulan ve balık turşusu olarak nitelendirilen lakerda akşamcıların vazgeçemediği meze.
Palamuttaki berekete karşın hamside kıtlık var. Zaten palamudun bol olduğu sezon hamsi az, hamsinin çok avlandığı sezon palamut az yakalanıyor. “Büyük balık küçük balığı yutuyor” deyimi uyarınca palamut sürüleri hamsiyi yiyerek besleniyor. Hamsinin az avlanmasında denizlerdeki kirlilik ve suyun sıcak olması, önemli etken. Havaların soğumasıyla hamsi avında artış olması bekleniyor.  
Palamudun yanı sıra çinekop, sarı kanat ve lüferde de önceki sezonlara göre bolluk var. Lakin fiyatı pahalı olduğundan her keseye hitap etmiyor denizin prensi lüfer.
Her ne denli bu sezon denizlerden palamut, lüfer fışkırsa bile gelecek yıllara ilişkin kaygı sürüyor. Zira bilinçsiz avlanma biçimleri, denizlerin kirletilmesi, boy yasağına yeterince uyulmaması ve küresel iklimden ötürü deniz suyu sıcaklığının sürekli artması alarm veriyor. Bilim insanları popülasyonun artması için gerekirse av yasaklarının uzun süreli olmasını savunuyor. Denizlerden gelecekte de balık fışkırması için mavi suları gözümüz gibi korumalıyız.
Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün İstanbul Boğazı’nda av yasağını 6  Kasım’da bir günlüğüne tamamen kaldırmasını bilimsellikten uzak olduğunu açıklıyor uzmanlar. Bu günde bilinçsiz avlanma nedeniyle palamut ve lüferin yön değiştirebileceği vurgulanıyor. Uyarılara ciddi şekilde kulak vermek gerekiyor.
Yarınları düşünmek ve denizlerde gerekli önlemleri almak kaçınılmaz. Yoksa bugünkü palamut bolluğunu bir daha göremeyebiliriz.
Üç yanı denizlerle çevrili olan Türkiye’de kişi başına tüketilen balık miktarı en baba rakamla 6-7 kilogram düzeyinde. Bunun çoğunluğunu kafes balığı oluşturuyor. Oysa Avrupa’da kişi başına tüketilen balık miktarı 22 kilogram. Dünyada ise 16 kilogram.
Yarımada ülkesi olmasına karşın Türkiye’de avlanan ve tüketilen balık miktarı, çok geride. Kırmızı et fiyatının cep yaktığı  günümüzde yurttaşın protein deposu ucuz ve bol balığa ulaşabilmesi denizlerde daha sıkı denetim ve yaptırımla olası...