İleri yaş almalarına rağmen hâlâ çalışıyorlar, hâlâ ekmek parası peşinde koşuyorlar, hâlâ sonbaharlarında emek harcıyorlar.
Ahmet Amca, Ayşe Teyze, açlık sınırının altında kalan aylıkları gereksinimlerini karşılamadığı için alın teri akıtmaya devam ediyor. Kimi 60 yaş ve civarında, kimi 70 yaş ve üzerinde. Öyle ki çalışanlar arasında 80 yaşını aşanlar bile var.
Onlar, “Yaş yetmiş iş bitmiş” atasözüne inat yılmadan, “Yaş yetmiş iş bitmemiş” dercesine yaşlı emekçiler olarak çalışma yaşamında yer alıyor. Avrupalı mevkidaşları ellerine geçen insan onuruna yakışır aylıklarla dünyayı gezerken, 16 bin 881 TL’lik en düşük aylığa layık görülen Türk emekliler erken saatlerde işe koyuluyor.
Kadın emekliler genelde idari hizmetlerde, evlerde temizlik işlerinde koştururken, erkek emekliler inşaatlar başta olmak üzere bedenlerini oldukça zorlayan, iş güvenliği riski yüksek sektörlerde ekmek peşinde koşuyor. İş kazalarında ölenler hayli fazla. İnşaatlardan düşerek yaşamını yitiren erkek emeklilerin hazin sonları yürekleri dağlıyor. “Üç beş kuruş daha fazla kazanayım” diye gün görmeden, rahata ermeden iş kazalarında dünyaya veda ediyorlar.
İkinci işte çalışan emekli sayısı giderek artıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Nisan 2025’te 2 milyon 139 bin 711 emekli çalışırken, bu sayı Mayıs 2025’te 2 milyon 159 bin 253’e yükseldi. İstanbul’da 635 bin 57, Ankara’da 174 bin 535, İzmir’de 163 bin 156, Bursa’da 127 bin 72 ve Kocaeli’de 106 bin 195 emekli ileri yaşlarında ter akıtıyor. 1 kilogram kirazın 700 TL, papaz eriğinin 500 TL’ye satıldığı ortamda çalışan emekli sayısı da yükseliyor. Gerçi milyonlarca dar ve sabit gelirli bırakın kiraz ve erik almayı, temel tüketim ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. İşte bundan dolayı çalışan emekli sayısı artıyor.
Kayıt dışı dahil 4 milyon emekli ikinci işlerinde emek harcıyor. Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Yasası’nın çıkması ile çalışan emekli sayısında göreceli artış oldu. Kayıtlı çalışan emekliler adına SGK’ya yüzde 32,5 oranında sosyal güvenlik destek primi yatırılıyor. Bu tutarın yüzde 7,5’ini emekli, geriye kalanını işveren ödüyor. Bağ-Kur emeklisi olup da ikinci kez çalışanlar SGDP tutarından muaf tutuldu. SSK’lı çalışan emekliler ise ücretlerinin yüzde 7,5’i oranında prim ödüyor. Bu uygulama emekliler arasında eşitsizlik ve adaletsizlik oluşturuyor. Söz verilmesine karşın SSK emeklilerinden ikinci kez çalışırken ücretlerinden yapılan yüzde 7,5’lik prim kesintisi uygulaması kaldırılmadı.
17 milyona yakın emekli, dul ve yetimin derin yoksulluk içinde olduğu, yakıcı hayat pahalılığı altında geçinemedikleri gün gibi ortada. Gariban emekli yıllarca bu ülkeye alın teri ile hizmet etti, vergisini, sigorta primini gecikmeksizin ödedi. Lakin bugün en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Aylardır evine et girmeyen, kira, yakıt ve sağlık giderlerini karşılamakta zorlanan milyonlarca emekli var. 17 milyonluk dev kitleden 4 milyonu 16 bin 881 TL’ye yükseltilen aylıkla Ocak 2026’ya dek ayakta kalmaya çalışacak. Dul ve yetim, bu tutarın çok altında para ile geçinme uğraşında.
Emekli, dul ve yetim bu ülkenin öz evlatlarıdır. Ötekileştirmeden, eşitlik ilkesine uygun hak ettikleri refah içinde yaşamayı hak ediyor. Bunun ilk yolu da aylıkları yaşanabilir düzeye çıkarmak, diğer taleplerini hayata geçirmektir. 2000 sonrası emekli SSK ve Bağ-Kur’luyu kapsayacak intibak yasasının hayata geçirilmesi, yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödenmesi, sağlık hizmetlerinden ötürü aylıklardan yapılan kesintilerin sonlandırılması, aylık bağlama oranının yeniden yüzde 70 düzeyine yükseltilmesi, ek ödeme tutarının yüzde 10’a çıkarılması olmazsa olmazlarıdır.