Umutla beklenen fındık taban fiyatı üreticide soğuk duş etkisi yarattı. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan taban fiyat,  Giresun fındık için 84 lira, levant fındık için ise 82.50 lira oldu. Oysa yüz binlerce çiftçi en az 100 lira umuyordu.
Geçen yıldan bu yana işçilik, patoz ve diğer girdi maliyetleri yüzde 100’ü aşkın arttı. Hali ile geçen sezon 54 lira ve 52 lira tutarında saptanan taban fiyat 100 liranın üzerinde belirlenmeliydi. Beklentiler de bu yöndeydi. Lakin gerçekleşmedi. 
Bir yıllık geçim kaynağı fındıkta umduğunu bulamayan  Karadenizli üretici, ikinci şoku yaşamama adına TMO’nun hemen alıma başlamasını bekliyor. Zira fındığın serbest piyasada 75-80 lira arasında işlem gördüğü belirtiliyor. 
Yani o bilindik firmalar hemen piyasada boy göstermeye başladı. Ürününü toplayıp bir an önce dönmek isteyen gurbetçiler, TMO’yu beklemeden fındığını resmi taban fiyatın altında tüccara satıyor. Yitiren kendisi oluyor. TMO üreticinin elindeki ürün tükenmeden alım sezonunu sonlandırmamalı. 
Her yıl aynı senaryo, her yıl aynı yazılar ve değerinin altından satılan fındık.
Dünya fındığının yüzde 70’ini üretmemize karşın, hala uluslararası piyasada söz sahibi değiliz. Ülkemizde de faaliyet gösteren tekel firmalar ne derse o oluyor. Kısıtlı sayıda ülkede, en çok da Türkiye’de üretilmesine rağmen fındıkta çok az dış satım geliri sağlanıyor. Fındık dış satımından yılda 2 milyar doları aşkın gelir elde ediyoruz. Uzun süredir bu rakamın çok yukarısına çıkamadık. Akıllı politika ile fındıktan 2 milyar doların çok  üzerinde gelir elde etmemiz olası.  Üretimde dünya birincisi isek dış satım ve gelir de tepede olmalıyız.
Başta çikolata olmak üzere gıda sanayinin temel girdisi olan Türk fındığı lezizliğinden ötürü öncelikle tercih ediliyor. Her daim Türk fındığı, İtalya, İspanya, Gürcistan ve ABD’de yetişenden önde. Böylesi bir konumu avantaja çevirmek zorundayız.
Tabii üreticiye de görev düşüyor dünya fındık piyasasında söz sahibi olabilmek için. Ağaçlar oldukça yaşlı ve bakıma muhtaç. Çiftçi ekmek teknesi bahçeye ve ağacına gözü gibi bakmalı.  “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur” misali...