Fındıkta oyun
biter mi?..
Fındıktaki
randımanı
düşük
gösterip,
alım sırasında da
eksik
tartanlar,
aynı tezgahı
devam ettiriyor...
Herkes için söylemiyorum ama
küçük miktarlardaki
fındık alımlarında,
bu tip alavere-
dalavere
çok oluyor...
Terme Ziraat Odası
Başkanı
Ferda Ergün'ün
"hileli kantar" uyarısında
çok haklı olduğunu
belirtmek istiyorum...
Ergün, uyarısında
şöyle diyor: "Bin bir emekle ve alın teri ile toplanan fındıkları üreticiden 'kantar hilesi' ile ucuza alarak üreticileri zarara uğratan fındık tüccarlarına emeğinizi heba ettirmeyin. İster kapı kapı dolaşarak, ister kendi mağazasında fındık alan kişi veya kişilerin vereceği yüksek fiyatlara kanmayın. Satışa götürdüğünüz fındık çuvalının kaç kilo geleceğini önceden kontrol edin ve bilin. Hileli kantarlarda fındık çuvalları çoklu tartılınca kilogram olarak düşük çıkar. Çiftçi alacağı yüksek fiyata aldanıp buna dikkat etmez ise emeği sömürülür"...
Bütün tüccarlar 
böyle değil ama
köy köy, mahalle mahalle gezip
fındık alımı yapan
gezginciler ile 
küçük manavların
çoğu, bu yöntemi uyguluyor...
Ordu'da geçmişte
küçük çapta fındık alımının yapıldığı Tahil Pazarı'nda,
bu yöntemle 
ilgili
fıkralar
bile vardır...
Genç bir üretici
5 kilo fındık getirir...
Pazarcının
sepetin
darasını düştükten
sonra
fındığın
parasını ödemesi gerekir...
Pazarcı, 5 kiloluk fındığın bulunduğu
sepetin darasını
6 kilo olarak
ifade edince,
üreticiden bir de üste
para ister...
Bu tevatür,
yıllardır 
dilden dile dolaşır!..
Bu durumu,
"alavere-dalavere"
olarak tanımladım ama
aslında
düpedüz hırsızlıktır...
Çalınan sonuçta paradır
ve hırsızlık başka nasıl olacaktır?..
Maalesef bu hırsızlık yöntemi,
sadece fındıkta değil,
tarımsal ürünlerin
alımlarında
hep vardır!..
Yazık günah değil mi?..