Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “AVM kanununun ismini değiştirdik. Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı şeklinde 30 maddelik bir taslak hazırladık. Yapılacak tartışmalar ile nihai şeklini alacak ve Bakanlar Kurulu’na sunacağız” dedi.

Bakan Yazıcı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde düzenlenen “Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi” toplantısına katıldı. TOBB Yönetim Kurulu üyeleri ile Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları Konsey Başkanları ve üyelerinin katıldığı toplantıda konuşma yapan Bakan Yazıcı, 2008 yılında ortaya çıkan küresel krizin üzerinden zaman geçmesine rağmen dünya ekonomisinde arzulanan düzeyde bir gelişmenin maalesef gerçekleştirilemediğini belirterek, “ABD’nin ekonomisinde bir miktar toparlanma görülse de bütçe konusundaki siyasi anlaşmazlıkların da etkisiyle istihdah ve büyüme yeterliliği sorunları yaşıyor. Avrupa’da da yüksek kamu borçları ve işsizlik nedeniyle ekonomik istikrar sağlanamamış ve sosyal sorunlar halen sürmektedir. Kriz sonrasında hızla büyüyen ekonomilerde de büyüme hız kesmiş durumdadır. Dünya ticaretindeki büyüme beklentilerin altında gerçekleşmektedir. ABD dahil olmak üzere gelişmiş ülkeler yıllık bütçe rakamlarını bile belirlemekte zorluk çekmektedir” diye konuştu.

Yazıcı, üç yıllık dönem içerisinde Orta Vadeli Programları, 5 yıllık Kalkınma Planı yapıldığını, 10 yıl sonrasında ise büyüme planladıklarını ve hedefler ortaya koyduklarını söyledi. Olumsuz küresel ekonomik şartlar ve sosyal koşullara rağmen Türkiye’nin bölgesinde güven ve istikrarın sembolü olmaya devam ettiğini kaydeden Bakan Yazıcı şöyle devam etti:

“Türkiye ekonomisi 2013 yılının 2’nci çeyreğinde yüzde 4,4 oranında bir büyüme gerçekleştirmiş, 2013 yılının ilk 6 ayında büyüme oranı yüzde 3,7 olarak gerçekleşmiştir. Küresel kriz karşısında zamanında gerekli tedbirleri alarak doğru kararlarla krizi yöneterek en az hasarla bu ekonomik felaketi az bir hasarla atlatan ender ülkelerden biriyiz. Türkiye ekonomisi gerçekten ciddi bir sınavdan başarıyla geçmiştir. Bu süreçle finansal kurumlarımızın, reel sektörümüzün gücünü ve sağlamlığını adeta test ettik. Bütün bunları gerçeği yansıtan uygulamalar sayesinde elde ettik.”

AVM kanununun ismini değiştirerek ‘Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’ şeklinde 30 maddelik bir taslak hazırladıklarını söyleyen Yazıcı, “Taslakta yer alan hususlar aynen gerçekleşecek anlamında değildir. Müzakereye açıktır. Yapılacak tartışmalar ile nihai şeklini alacak ve Bakanlar Kurulu’na sunacağız, ardından ise Meclis’e gidecektir. Bu hazırlanan 30 maddelik taslak, organize perakende ticaret ile yani AVM denilen mağazalarla, geleneksel perakende ticaret dediğimiz kesimleri kapsayan bir kanun tasarısıdır. Bu alanda bir düzenleme ihtiyacı var. Düzenleme ihtiyacını karşılamaya dönük olarak belki de ilk defa o boyutta düzenleme yapılacak bir alan. Bilindiği üzere perakende ticaret hacmi giderek büyümektedir. 2010 rakamlarını aldığımız zaman aşağı yukarı 280 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu kadar büyük bir alanın düzenlenmesine ihtiyacı vardır. Bu alanda düzenlemeye giderken esnaf ve zanaatkarlarımız koruyacağız. Yaşanabilir çevre ve şehirler bizim sloganlarımızdan bir tanesidir” ifadelerini kullandı.

Gümrük kapıları, özellikle Habur Sınır Kapısı ile ilgili gelen şikayetlere de değinen Bakan Yazıcı, “Bu kapılar sahipsiz değil. Siz fabrikanızın kapısına bakmaz mısınız. Biz bütün kapılarımızı günbegün takip ediyoruz. Görmediğiniz, hiç tahmin etmediğiniz uygulamalar ile karşılaşabilirsiniz. Bunları hemen bize ileteceksiniz” şeklinde konuştu.

Habur gümrük kapısının Irak ile Türkiye arasında aktif olan tek kapı olduğuna ve Suriye ile Türkiye arasında 7 tane kapı olduğuna dikkat çeken Yazıcı, şöyle devam etti:

“Bunlardan şu anda aktif olarak 4 dolayında kapımız var. Çok farklı yöntemlerle ticaret erbabı ticaretini gerçekleştiriyor. Yani insanlarımız sorunlarını aşma noktasında son derece öngörüsü güçlü. Suriye’de yaşanan güvenlik dolayısıyla biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve Türkiye plakalı araçların kapılardan Suriye’ye girişi ile ilgili gümrük hizmeti vermedik. 2012 yılının başından beri kapılarda hemen karşı kapının orada yaşanan çatışmalar dolayısıyla izin vermedik. Vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak amacıyla böyle bir önlem aldık. Ticaret devletler arasında değil, halklar arasında olur. Dolayısıyla Türk tüccarları Suriye’deki tüccarlar ile iletişim sağlamak suretiyle Cilvegözü’nde, Öncüpınar’da, Akçakale’de aktarma yapmak suretiyle ticareti gerçekleştiriyorlar ve bu sene Suriye ile Türkiye arasındaki ticaret rakamlarında artış var. Suriye’de bu olaylar yaşanmadan önce günlük ticaret hacmi 2.5 milyar dolar düzeyindeydi. Hedefimiz bunu 5 milyar dolara çıkarmaktı.”