Diyanet Sen Mersin Şube Başkanı Ahmet Görgülü, Doğu Guta’da gerçekleştirilen kimyasal saldırıda kadın, çocuk demeden çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin de gazdan etkilendiğini belirterek, "Katil Esed Suriye’de iç savaşın başlamasından buna yana 214, Han Şeyhun katliamından sonra da 11 kez kimyasal silah saldırısı düzenlemiştir" dedi.

Başkan Görgülü, Doğu Guta’da gerçekleştirilen kimyasal saldırıyı kınadı. Esed rejiminin Suriye’nin Doğu Guta’nın Duma ilçesine kimyasal saldırıda bulunarak, kadın çocuk demeden onlarca masumu katlettiğini, binden fazla kişinin de gazdan etkilenmesine neden olduğunu söyledi. İnternet ve diğer iletişim imkanlarının olmadığı ya da çok sınırlı olduğu bölgeden ulaşan fotoğraflar ve sınırlı bilgilere bakıldığında tablonun çok daha ağır olduğundan endişe ettiklerini kaydeden Görgülü, "Uzun zamandır Doğu Guta’yı kuşatmış olan gözü dönmüş Esed rejimi, her gün ağır bombardımanlarla evlerine sığınmış sivil halkı katletmeye devam etmektedir. Yaklaşık 7 kilometrekarelik Duma’da, 100 bin kişi ağır bombardımanlar eşliğinde abluka altında yaşamaktadır. Masum insanlara hapishanelerde uyguladığı vahşi ve insanlık dışı muameleleri defalarca belgelenen, onlarca kez düzenlediği kimyasal saldırılarla binlerce masum sivili katleden, varil bombalarıyla şehirleri, masum insanların başına yıkan katil Suriye rejimi, dünyanın sessizliğinden ve arkasındaki İran ve Rusya’dan aldığı güçle katliamlarını sürdürmektedir. Suriye İnsan Hakları Ağı’nın 4 Nisan tarihinde yayımladığı rapora göre, Beşşar Esed rejiminin Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana 214, Han Şeyhun katliamından sonra da 11 kez kimyasal silah saldırısı düzenlemiştir. Ancak bütün bu saldırılar karşısında bütün dünya ağız birliği etmişçesine suskunluğu ve görmezliği tercih etmektedir" diye konuştu.

Esed rejiminin ortağının İran ve Rusya olduğunu ileri süren Görgülü, "Bunların yanı sıra, Suriye’de insanlık suçlarını önlemek ve masumları korumak üzere değil de DEAŞ ile mücadele adı altında emperyal faaliyetler yürüten ABD ve koalisyon güçleri ile bu katliamlar karşısında sessiz kalan ülkelerle, hiçbir adım atmayan BM ve diğer uluslararası kuruluşları da bu katliamların sorumlusudur. Bu sessizlik ve umursamazlık katliamları zımnen desteklemekten başka bir anlam taşımamaktadır. Zalim yönetimler ve işgalci güçler bu zımni destekten güç alarak her gün yeni bir zulme imza atmaktadırlar. İşgalci siyonist rejim, Filistinlilerin büyük dönüş yürüyüşü adıyla başlattıkları barışçıl protesto eyleminde 30 Filistinliyi şehid edip bin 500’den fazla kişiyi de yaralama cüret ve cesaretini bu zımni destekten almaktadır. Memur-Sen ve Diyanet-Sen olarak, Filistin’den Suriye’ye kan ağlayan İslam coğrafyasındaki mazlum kardeşlerimizle dayanışma içinde olarak, zulümler bitip dünya adaletle buluşuncaya kadar ’adil bir dünya’ idealine doğru başlattığımız yürüyüşümüzü sürdürme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Dünyayı kana bulayan emperyalist vahşetleri hangi ülkeden geldiğine bakmaksızın reddediyoruz. Duma’da kimyasal katliam düzenleyen Esed ve destekçisi ülkeleri ve sessiz kalarak katliamları onaylayan uluslararası toplumu şiddetle kınıyor, Duma’da kimyasal saldırıda katledilen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, mazlumlara direnişi bileyen bir sabır diliyoruz" ifadelerini kullandı.