4 Eylül, 'Sivas Kongresi'nin yapıldığı tarihtir. Geçenlerde de 103. yıldönümü kutlanmıştır...
Ya istiklal ya ölüm, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Sivas Kongresi'ne dayanan sözüdür. Nutuk'ta da bulunan hali: Bu kararın dayandığı en güçlü muhakeme ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir.

Şimdi biraz o günlere dönelim: 

Batıda Yunanistan, doğuda Ermenistan, Karadeniz’de Pontus Krallığı hayali İtilaf devletlerinin düşlerini süslüyordu... Ülkenin dört bir yanı, müstevliler tarafından sarılmıştı. Adana, Antep, Maraş ve Konya havalisi, Antalya ve Trakya işgal bölgesine dahil edilmiş, saltanat ve hilafet bu işgale boyun eğmişti...

4 Eylül 1919 Perşembe günü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Sivas Kongresi'nin açılış konuşmasını yaparken, kongre üyelerinden ümitvar olmalarını, şu sözlerle bekliyordu:

“Saygıdeğer efendiler!

Vatan ve milletin kurtuluşunu hedefleyen mecburiyetler, sizleri bunca sıkıntı ve engellere rağmen Sivas’ta topladı. Kahramanca kararlılığınızı tebrik eder ve sizlere hoş geldiniz demekle mutluluğumu arz ederim.

Efendiler, milletimizin sizin gibi aydınları, millî onur ve haysiyet sahipleri, manzaranın üzücü karanlığından dolayı ümitsizliğe kapılmadı. Çünkü onlar bilirler ki, tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkar edemez. Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile inanmışlardır ki, bir yalancı perdenin arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler, muhakkak iflasa mahkumdur.”
Bu sözlerdeki kurtuluşa olan umuda, millet ve vatan sevdasına bakar mısınız?.. 
Ülkenin kurtuluşunda böyle bir sorumluluk alarak halkı aydınlatan ve kurtuluşa inandıran başta Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı, saygıyla anıyorum...
Ruhları şad olsun...
Onların yolunda yürüyenlere selam olsun...