Tıpkı bu yılki kış gibi ekonomi de oldukça sert geçti ve geçmeye de devam ediyor. Nasıl ki mevsimlerden baharı bir türlü hissedemiyorsak, ekonomide de bahar havası görünmüyor. Ekonomi ve mevsimde sert rüzgarlar eserken, yazıya da sert bir giriş yapmış oldum. İşin latifesi bir yana, piyasalarda bahar havasına ihtiyaç var. Ramazan ayının sonuna doğru yaklaşırken, vatandaşı, esnafı, ticaretçisi, iş insanı herkes önünü görmek istiyor. Domatesin, patlıcanın 20-25 lira, patatesin 7-8 lira olduğu pazarlardan, şekerin 20 liraya yaklaştığı, bir kilo ayçiçek yağının 45 lira olduğu marketlere kadar her yerde vatandaş, kışı yaşıyor. Sokakta, çarşıda, pazarda tek konuşulan konu, gıda fiyatlarındaki artış. Özellikle yaş sebze-meyve fiyatında yaşanan artış vatandaşın birinci gündem maddesi. Marul, ekonomi konuşmalarının simgesi haline geldi. Neler konuşuluyor sokakta? Mesela üreticiden 4 liraya çıkan bir ürünün, ara maliyetlerle birlikte market ve pazarda en fazla 8-9 lira olması gerekirken, 18 lira olduğu anlatılıyor. Yine marul örneği birinci sırada. Yaşanan bu fiyat farklarının önüne geçilebilmesi için Hal Yasası’nın bir an önce gündeme alınması ve çıkarılması gerektiği aşikar.

Aslına bakarsanız, Türkiye’de ve Samsun'da trajikomik bir durum yaşıyoruz.

Nasıl olur da iki yanı koca koca ovalarla çevrili bir şehirde marul 15-18 lira olur? Nasıl olur da "tarım ülkesi" olarak lanse ettiğimiz bir ülkede domates 25 lira olabilir? Bunun izahı yok. "Gülme komşuna gelir başına" sözü tam da bugün yaşadığımızı anlatıyor gibi. Avrupa ülkelerinde "meyve sebzeleri tane işi alıyorlar" diye bıyık altından güldüğümüz günler geliyor insanın aklına. Şimdi bizde de tane işi domates, çeyrek karpuz görmek mümkün raflarda. Vatandaş manav, market ve pazar alışverişini yapamaz hale geldi.

Yanlış giden bir şeyler var. Neden bir marul 15 lira? Tarım toprakları bol olan bir şehirde marulu da mı dolarla ithal ediyoruz? Marul Ukrayna'dan, Rusya'dan geliyor da bizim mi haberimiz yok? Yukarıda da bahsettiğim gibi Hal Yasası'nın bir an önce çıkması ve bu fahiş fiyat oyunlarına önlem alınması gerekiyor. Bunu yapacak olan da hükümettir. Vatandaş 5 liralık ürünü 15 liraya almak zorunda bırakılmamalıdır. Aynı şey sayıları 10 binlere olaşan zincir marketler için de geçerli. Piyasayı elinde tutan zincir marketler adeta at oynatmaktadır. Piyasayı istedikleri gibi kontrol etmektedir. Hayat pahalılığının önüne geçmek, vatandaşın alım gücünü ve refahını yükseltmek iktidarların görevidir. Hazır bahar mevsimi gelmişken, vatandaş da evinde, ocağında baharı yaşamalıdır.