Yazının bulunmasına kadar olan dönemi tarih öncesi olarak adlandırırsak, tarihin yazının bulunmasıyla başladığını söyleyebiliriz. Malum ilk yazıyı Sümerler buldu. Bundan 5 bin yıl önce Sümerler, kil tabletler üzerine çivi yazısı yazmışlardır. Peki, bu yazılar ne ile ilgilidir? İlk yazı örneklerinin hemen hemen tamamı ticari belgelerdir. Yani ticaret, tarihin başlamasıyla birlikte varolmuştur diyebiliriz. Binlerce yıl boyunca tüccarlar, toplumlar arasındaki ilişkiyi başlattı ve geliştirdi. Tüccarlar sadece ürünleri değil; kültürleri, zanaatları, bilgiyi ve bilimi toplumdan topluma taşıdı, her toplumun, diğerinin zenginliğiyle gelişmesini sağladı... Eskiye, çok eskiye baktığımızda İpek Yolu'nu görürüz. At ve develerle yüzyıllarca ticaret yapılmıştır. Yine denizler de önemli bir ticaret yolu olmuştur. Yakın zamana baktığımızda tren, araba ve uçağın icat edilmesiyle birlikte mesafeler kısalmış, ticaret hızlanmış, artık ticaret daha farklı bir boyut kazanmıştır. Bugün ise bütün bunların dışında yepyeni bir ticaret anlayışı hakim. Artık dijital çağdayız ve haliyle ticaret de dijital ortamlarda yapılmaya başlamış ve çok büyük bir yazar oranı yakalanmıştır. Ticaretin geldiği bu nokta, elbette önemli bir gelişme. Ancak çağın gerektirdiği şekilde kendini yenilemeyen, ticarette dijitalleşmeye ayak uyduramayan firmaların büyümesi de pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla ticari firmalar binlerce yıllık ticaret geleneğinden kopup, ulusal ve uluslararası ticareti gelişmeleri yakalamalıdır. Çünkü işletmeleri büyütmenin yolu, dijital ticaretten geçmektedir. Firmalar mutlaka interneti, sosyal medyayı iyi ve akılcı kullanmak zorundadır...