Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop'un konuk olduğu Kanal S ekranlarında yayınlanan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Volkan Kınaş'ın moderatörlüğünde Samsun'dan Dünyaya Sağlık programında, deprem ve salgın konularında merak edilen sorular yanıt buldu. İşte programdan satır başları 

Opr. Dr. Kınaş, salgının vatandaşlar üzerinden etkilerinden bahsederek, "Şubat ayı içerisinde Türkiye olarak çok ağır bir travma yaşadık. Deprem gündemimizde hala bulunmaktadır. Deprem sonrasında bölgeye gitme, enkazdan insanları sağlıklı çıkartabilme, çıkarttıktan sonra tedavilerine sağlıklı bir şekilde devam edebilme gibi aşamalar önem arz etmektedir. Tabi bu aşamaların ardında bir de depremin getirdiği salgınlarda bulunmaktadır. Bunlarda bizi, vatandaşları korkutan ve ürküten konuların başında gelmektedir." ifadelerini kullandı. 

"ORDAN BURAYA, BURDAN ORAYA HASTALIKLARIN TAŞINMASI GÜNDEMDE"

Uzm. Dr. Pop, "Depremdeki ilk 1 haftalık süre zarfı Ortopedi ve Genel Cerrahi için önemlidir ama geçirilen o bir haftadan sonra enfeksiyon hastalıkları, çocuk hastalıkları ve dahiliye hastalıkları devreye girmektedir. Bu sadece o coğrafyaya has bir şey değildir. Ordan buraya, burdan oraya hastalıkların taşınması gündemdedir. Zaten Türkiye gündemimizde domuz gribi, kovid gibi salgınlar devam etmektedir. Yaşanan deprem sonrasında kalabalık yaşam ortamları, yakın temaslar, hijyenik olmayan tuvalet kullanımları malesef hastalıkların biraz daha artmasına sebep olmuştur. O bölgeden bu bölgelere gelen hastalarımız da bronşit, üst solunum enfeksiyonları gibi hastalıkları daha fazla görmekteyizdir." dedi. 

DEPREM BÖLGESİNDEKİ VATANDAŞLARA HİJYEN UYARISI 

Mümkün mertebe kalabalık ortamlarda bulunulmamalıdır. Bulunulacaksa ise maske kullanımı, el hijyeni, el dezenfektanı, iyi ve güzel yiyeceklere ulaşım, paket gıdalar yerine daha sağlıklı atıştırmalıklar kullamları ve tüketmeleri daha sağlıklı olacaktır. Paketli gıdalar bazı çocuklarda hastalıkların artmasına sebep olmaktadır. Çocuklara paketli gıda ürünleri verilmemelidir. Temiz suya ulaşım şarttır. İçme suyu tüketilmelidir. Farklı yerlerden elde edilen çeşme suları içilmemelidir. İllaki içilecekse kaynatılarak tüketilmelidir. Depremden dolayı topraktaki bazı bahteriler suya karışmaktadır. Buna fazlasıyla dikkat edilmelidir.
 

GEÇMEYEN ÖKSÜRÜKLE MÜCADELE 

Geçmeyen öksürüklerle malesef bu sene çok uğraşılmıştır. Biz hala çocuklarda soğuk algınlığı, üst solunum enfeksiyonlarını görmekteyizdir. Bunlar hala devam etmektedir. Bir çocuk soğuk algınlığı grip ve ya bronşit gibi bir duruma yakalandığında bu çocukta öksürükler 15-20 gün devam etmektedir. Bu tarz durumlarda korkulmamalıdır. Lakin, gece uykudan uyandıran, arka arkaya durmaksızın gelen öksürükler doğrultusunda çocuk doktora gözükülmelidir. Bunların yanında çocukalarda geçmeyen öksürüklerin altında yatan sebeplerden biri geniz akıntısı sendromudur. Bu sendrom çok görülen ve yaygın olan bir durumdur sebebi yediğimiz içtiğimiz gıdalardan kaynaklanmaktadır. Bazen zatürre , bazen kronik bronşit astım gibi hastalıklar geçmeyen öksürüklere sebep olabilmektedir. Kreşe yeni başlamış çocuklarımızda da ciddi hastalıklar oluşabilmektedir. Çünkü bağışıklıkları tam anlamıyla gelişmemiştir. Bizim bağışıklık sistemimiz ilk doğduğumuz zaman tam bir olgunlaşma yaşamamıştır bu 3 yaşına kadar böyle devam etmektedir. 3 yaşından sonra bağışıklık sistemi daha çok olgunlaşmaktadır. 3 yaşından sonra kreşe gidilmesi önerilmektedir. Çocuk 4-5 kez hastalıkla karşılaşıp vücudu bağışıklık sistemini geliştirecektir. 

ÇOCUKTA TEDAVİ PROSEDÜRLERİ NELERDİR?

Yenidoğandan başlayıp, süt çocuğu, oyun çağı ve ergenlik döneminin hepsinde tedavi prosedürleri farklılık göstermektedir. Tedaviler milim milim dozlarla uygulamaktadır. Yaşa ve döneme göre farklılık göstermektedir. 

YENİDOĞAN DÖNEMİNDE HANGİ AŞI YAPILMALI? YA DA AŞI YAPILMALI MIDIR? GENÇ ANNE VE BABALARA BU KONU HAKKINDA ÖNERİLERDE BULUNUR MUSUNUZ?

Yeni doğan grubundaki anne babaların kaygısı diğer ebeveynlere oranla çok farklı olmaktadır. Çocuklarının büyümelerini keyifli hale getirmek anne ve babalarını elindedir tabi bu süreci kaygılı geçirmekte ebeveynlerin elindedir. Burada anne stresini azaltmak gerekmektedir. Lohusalık döneminde anneler bazı ruhsal sıkıntılar yaşayabilmektedir burada babalara büyük iş düşmektedir. Babaların görevi bu süreçte yatsınamayacak kadar fazladır. Ebeveynlere göre yenidoğan bebeklerde karşılaşılan bazı problemler vardır ama bunlar büyütülecek problemler değildir. Çünkü çocuklar 8-10 kere hapşurabilir ve bu çok normaldir. Bu durum aileleir çok tedirgin etmektedir. Diğer bir konu ise yenidoğan bebeklerin kakasının rengidir. İlk doğar doğmaz bebeklerde, siyah petrol benzini bir kaka oluşmaktadır. Bu ilk kakaları olması gerektiği gibi normaldir. Sonrasında ise sıvımsı bir hal almaktadır ve anne sütü almaya başladıkça sarı olmaktadır. Yenidoğan çocukları 3 veya 5. gün tekrar kontrole çağırmaktayızdır. Çünkü, çocuk 3.500 kilo olarak dünyaya gelmekte ve 2-3 gün içrisinde  3.200 e düşmektedir. Bu bebekler açısından normal bir süreçtir. Aileler tedirgin olmamalıdır. 

BAHAR DÖNEMİNDE BULAŞICI HASTALIKLARA  NASIL DİKKAT ETMELİYİZ?

Pandemi sonrasında bazı hastalıların seyri değişmiştir. Bir de çocukları çok koruyarak bağışıklıklarının zayıflamasına sebebiyet vermişizdir. Bu süreçte biraz hastalıkların seyride değişmiştir. Türkiyede özellikle aralık ayından itibaren influenza virüsü vakaları görmeye başlanmış ve bu vakalar aralık sonunda artmaya başlamıştır. Ocak-şubat biter diye düşündüğümüz influenza virüsü  mart ayına gelinmesine rağmen azalarak devam etmektedir. influenza mart sonu gibi biteceği düşünülmektedir. Kovid ara ara etkisini biraz daha göstermekte ama azalmayada devam etmektedir. Özellikle bahar mevsimlerinde bazı içsel salgınlar görülmektedir. Deprem bölgelerinde umumi tuvaletler olduğu için salgın hastalık olma ihtimali fazladır. Kusma ishal ve ateş belirtileri veren hastalıklar gözükmektedir. Kilo kayıplarına sebep olabilmektedir. Ağızdan verilen sıvılarla toparlanabilen hastalarımız olmaktadır. Bazen de çinko takviyeleri verilmektedir. Rota virüsünün aşısı bulunmakta ve ailelelere çocuklarına bu aşıyı vurdurmaları noktasında vurgulamaktayızdır. 

BEBEKLİK ÇAĞINDAN İTİBAREN  AŞI YAPTIRMAK SAKINCALI MIDIR?

Hayır değildir. Ben kendi çocuklarıma tüm aşıları yaptırdım. Yaptırılmasını da tavsiye etmekteyimdir.

KOVİD AZALARAK KAYBOLACAK DİYEBİLİR MİYİZ?

Diyebiliriz. Kovid vakaları hala az da olsa görülmektedir. Soğuk algınlığı ve zatürre bronşit olarak belirti göstermektedir. Şunu söylemek istiyorum, bizim hocalarımız var görmüş geçirmiş hocalarımız var, onların söylediği bazı şeyler vardır, "geçmişte kendi servislerimizde hasta yatıracak yer bulamazdık menenjit, tetanoz bunların hepsinin önüne aşıyla geçilmiştir. Çocuk felci aşı ile önlenmiştir. 1998'den itibaren ülkemizde çocuk felci yaşanmamaktadır. Böyle bir nimet varken aşıların içerisindeki bazı maddelere takılıp, bilimsel bir gerçeği olmadan otizm yapıyor diyerek aşılardan soğutmaya çalışılmaktadır. Bu toplum sağlığını ve halk sağlığını olumsuz etkileyen bir sorundur. 

KLİNİĞİNİZE GELEN BİR HASTA SİZDE AŞI YAPTIRABİLİYOR MU? KLİNİĞİNİZDE AŞI BULUNMAKTA MIDIR?

Devletimiz çoğu aşıyı karşılamakla birlikte birkaçını da karşılamamaktadır. Ben kliniğimde bir kısmını yaptırırken, diğer bir kısmını aile hakimliğine yönlendirmekteyimdir. Bir takım aşılar var, Rota virüsüne karşı koruyan Rota aşısı, menenjit aşılarını kliniğimde uygulamaktayımdır. Bunlar özel aşılardır. Diğer aşıların zamanı çok önemli değildir ama Rota virüsü aşısı çocukların 3,5 yaşına varmadan yapılması gerekmektedir. Bu aşının 4 ayı geçmeden yapılması gerekmektedir. Rota virüs aşısına bağlı imajinasyon riski 4. aydan sonra artabilmektedir. Bu aşı 3,5 aya kadar yapılması gerekmektedir.

DEPREM BÖLGELERİNDEN GELEN ÇOCUKLARA HANGİ KONULARDA DİKKAT ETMELİ VE HANGİ RİSK TABLOLARINA KARŞI HAZIRLIKLI OLMALIYIZ?

Süren hastalıklar 3-5 gün sonrasında atltmaktadır. Bana gelen hastalar bronşit vakalarıdır bunlarda soğuğa maruziyetle alakalıdır. Ailelermizin bu konuda dikkat etmesi gereken şeyler biraz daha psikolojik taraflarıdır. Olaylar  hakkında konular hakkında çocukların yanında konuşulmamalıdır. Çocukarımızın yanında depremden bahsetmemeliyizdir. Yıkıcı etkisinden değil de onarıcı etkisinden bahsetmeliyizdir. Bu da çocukların psikolojik sürecini olumlu etkileyecektir. 

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.