Köy Yaşam Merkezleri,
nedense 
Türkiye'nin kırsaldan başlayarak
şehirlere yayılacak kalkınmasının
önünü kesmek,
dahası üreten ülke
idealini
yok etmek için
kapatılan
Köy Enstitüleri'nin
70 yıl sonra
öneminin nihayet
kavrandığını hatırlatıyor...
Mevcut köy okulları binalarında açılacak
halk eğitim merkezlerinde,
başlatılacak projelerle;
tarım ve hayvancılıkla ilgili eğitimler, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilecek...
Bu sürecin diğer ayağında;
köy okullarının yaz kamplarına dönüştürülmesi
Gençlik ve Spor Bakanlığı,
okulların
bölgenin ihtiyaçlarına göre aktif kullanılması için dönüşüme
alınması
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,
anaokulu ve ilköğretim okulu 
hizmetleri de
Milli Eğitim Bakanlığı'nca
yürütülecek...
Önceki gün Samsun'da
Alanlı Recep Asal
Matematik ve Tasarım Okulu'nun
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in
katılımıyla 
açıldığını
hatırlatarak, devam edelim...
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların,
geçim sıkıntısını büyük ölçüde artırması
nedeniyle,
tersine bir göç
hareketinin ayak sesleri
duyuluyor artık...
Yani, bir süre sonra
büyük kentlerden
köylere akın başlayacak ve
kaderine terk edilen topraklar
yeniden ekilip biçilecek...
Yaşamak için
üretmektir, bunun adı...
Şeker, tuz, un, sıvı yağ ve
tüpgaz
gibi temel ihtiyaçların dışında
her şeyi 
üretmek mümkün aslında...
Bu vesileyle,
köylerde yeniden hayat başlayacaksa,
bilimsel eğitimin önünü açarak,
üretimi öğrenmek
gerekir...
Ve devlet, köyüne dönerek
üretmek isteyenlere de
destek verirse,
"tarımsal" hamlede
en büyük adımlardan
biri atılmış olur...
Her şerde bir hayır vardır ya!..
Belki de bu yaşanan
olumsuzluklar;
bizi bir şeyler yapmaya zorlayacaktır...
Tıpkı suyun dibine düşen
insanın bir süre sonra yüzeyde görünmesi
gibi
fiziki durum
ortaya çıkacaktır!..
Olamaz mı?..