Dünkü, "veliler endişeli" başlıklı yazımla ilgili çok sayıda mesaj ve telefon geldi... Tespitlerime katılıyorlar, hep birlikte bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyorlardı... Güzel şeyler duydum açıkçası... Mesela, Bahçeşehir Koleji'nin hazırladığı afiş, çok dikkat çekiciydi... Görseldeki maskeli öğrenci, bir elinin 5 parmağını "Dur" dercesine öne çıkarıp "aşısız istemiyorum" diye sesleniyordu... Bir de "aşısızistemiyorum" hastagı oluşturmuşlardı... "Bu görseli paylaşarak aşı farkındalığına destek ol" çağrısını, ben de sosyal medya hesabımdan hem beğendim hem de yayınladım... Aklı başındaki herkes, "Aşı çok önemli" diye bas bas bağrılıyor ama adeta "akıl tutulması" yaşayanların inadı, maalesef sürüyor... Dünkü yazımı okuyup mesaj atanlar arasında hukukçu bir arkadaşım da vardı... "Aşı yaptırmamak için inat edenler, koronaya yakalandığında tedavi masraflarını devlet değil, o şahıs ödesin" diyen hukukçu, yasal olarak hiç kimsenin aşıya zorlanamayacağını ama kamu sağlığının söz konusu olduğunu hatırlattı... Yani, "Yaptırım şart" diyordu... O sırada bir başka arkadaşım, Samsun'un tanınmış işadamlarından birinin koronaya yakalandığını telefonda söyledi... Benim de yakından tanıdığım arkadaş, şu anda yoğun bakımda yatıyor... Yakınlarına durumunu sorduğumda, bir tane bile aşı yaptırmadığını öğrendim... Şaştım kaldım, yakıştıramadım... Kim ya da kimler, nasıl girmişti aklına?.. Samsun'un popüler isimlerinden Haldun Baş da arayanlar arasındaydı... O da bir iki kişiyi parayla aşı olmaya ikna ettiğini anlattı... Bu da bir yöntemdi... Peşinden bir arkadaş daha aradı... "Abi duydun mu?" dedi. "Aşı karşıtları İstanbul'da miting yapacaklarmış" İnanamadım elbette, sonra devam etti: "Sosyal medyada örgütlenen aşı karşıtları, Türkiye'nin her yerinden otobüs kaldırıyorlar." Tabii ki ardından can alıcı soruyu da sordu: "Bunları kim finanse ediyor abi?" Gerçekten de araştırılması gereken konuydu... Bu defa bir doktor arkadaşımı arayıp, gelişmeleri anlattım... Arkadaşım; hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastaların büyük çoğunluğunu, aşısızlar ile aşılarını tamamlamayanların oluşturduğuna, iki Sinovac'tan sonra üçüncü aşıyı Biontech olanların arasında da çok önemli hastalıkları yoksa, hayatını kaybedenler bulunmadığına dikkat çekti... Aşı, tartışmasız olarak gerekliydi... Ölü sayıları ortada... Yoğun bakımdaki hastaların durumu da... Her şey bu kadar net biçimdeyken, kişisel direnmenin ötesinde toplumu bu yönde etkilemek için "miting" yapmak ne demektir?.. Bu insanların neyi amaçladığını gerçekten de bilmiyorum ama "ölümü" uyku ile karıştırdıklarından eminim!.. Ne günlere kaldık?.. Bunları da görecek miydik?..