Rams Park’ta skor 3–2 Galatasaray ama kağıttaki sonuçla sahadaki hikâye aynı değil.
Bu maçı Okan’ın taktiği değil, Osimhen’in kalitesi kazandı.
İkinci yarının efendisi ise tartışmasız Samsunspor’du.
Galatasaray ilk yarıda bildiğimiz oyunu oynadı.
Sané ve Osimhen’le yine merkezden, savunma arkasına koşularla iki gol buldu, 2–0 yaptı.
Topla oynamada %57’ye %43 önde, 453 pas, %88 isabet…
Kâğıtta her şey Sarı-Kırmızı.
Ama ikinci yarıya çıkan Samsunspor bambaşkaydı.
Ntcham–Eyüp hamlesiyle orta saha öne çıktı, pres yükseldi.
Toplam şut 13–13, korner 3–1 Samsunspor, orta 4–15 Samsunspor…
Yani istatistikler diyor ki:
“Maça ortak olan, hatta Galatasaray’ı zorlayan taraf ikinci yarıda Samsunspor’du.”
Gol de oyunun ödülüydü:
Emre Kılınç’ın sağdan ortasına Musaba’nın kafası 2–1,
88’de yine Emre’nin vuruşu Osimhen’e çarpıp ağlara gitti 2–2.
2–0’dan geri gelmek, büyük deplasmanda “biz buradayız” demektir;
Samsunspor bunu fazlasıyla gösterdi.
Derken 90+3’te sahneye tekrar Osimhen çıktı.
Röveşata… Dünya starı vuruşu… Skor 3–2.
Evet, bu kaliteye saygı duyulur ama altını çizelim:
“Bu gece Galatasaray’ı kurtaran Okan’ın hamleleri değil, Osimhen’in ayaklarıydı.”
Gecenin en tartışmalı anı ise son pozisyon.
Ceza sahasında top Kazımcan’ın eline çarpıyor, Samsunspor penaltı bekliyor,
VAR’dan ses yok.
Thomas Reis’in “O an bir şey mi yiyordunuz?” isyanı boş değil.
Özetle:
Skor Galatasaray’ın hanesine yazıldı,
oyun ve karakter Samsunspor’un hanesine.
İlk yarı siyah oynadılar, ikinci yarı bembeyaz.
Bu oyun, bu cesaret, ligde daha çok can yakar…