İnternetin hayatımıza girmesi ile beraber hepimizin TV izleme alışkanlıkları da değişti. Özellikle de son 10 yılda dijital platformların kullanımında ortaya çıkan artış, bizlerin akşam TV başında ailecek izlediğimiz dizi ve filmlerin yerini herkesin kendi akşamını programlayabileceği, kendine özel oynatma listesini ayarlayabileceği dizi ve filmler aldı.

Bu dijital platformların en büyüğü Netflix. Şirketin 2021 yılı üçüncü çeyreği raporuna göre; dünya genelindeki toplam abone sayısı, 213.6 milyon kişi ve elde ettiği gelir 7.5 milyar ABD doları. Netflix, bu zamana kadar birçok dizi ve filmle ilgili olarak çok konuşuldu ancak son zamanlarda adından çokça bahsedilmesinin nedeni ise Squid Game dizisi.

Dizi aynı zamanda Netflix’in bu zaman kadar gösterilen en büyük TV Show programı oldu. Dünya genelinde 142 milyon hane diziyi ilk dört haftasında izlemiş ve 94 ülkede de en çok izlenenler listesinde bir numara. Squid Game, kalamar oyunu anlamına geliyor.

Oyunda kullanılan simgeler çember, üçgen ve kare sırası ile bir araya getirildiği takdirde, kalamar anlamına geliyor. Sokak dilinde ise kendine fazla güvenen ama boşa çıkan kişi demek. Squid Game, dünyanın birçok ülkesinde çocukların ve genç yetişkinlerin izlememesi gerektiği noktasında eleştiriler aldı. İngiltere ve Avustralya başta olmak üzere birçok ülkede öğretmenler çocukların oyunu taklit ettiklerini, bu yüzden çocuklar arasında şiddet eğilimlerinin arttığını ve netice olarak da ebeveynlerin çocuklarını diziye ulaşabilecekleri tüm platformlardan (tablet, telefon, bilgisayar vb.) uzak tutmaları konusunda telkinde bulundular. Peki Squid Game neden bu kadar eleştirildi? “hayatta kalabilmek için neyi nereye kadar yapabilirsiniz?” Veya hayatta kalabilmek için mesai arkadaşınızı ya da en iyi arkadaşınızı öldürür müsünüz?

İşte dizide dolaylı olarak bu sorular soruldu. İster kamuda ister özel sektörde çalışın içinizden kendinize bu sormanızı ve cevaplamanızı rica ediyorum. Squid Game’in bu soruları sordurmasında kullanılan yöntem ise çocukken oynadığımız oyunlar. İşte bu noktada dizi, çocukların ve genç yetişkinlerin dikkatini cezbediyor. Oyuncuların dizide, oyunda hayatta kalabilmesi için hileye başvurması çocukların ve genç erişkinlerin gerçek hayatta amaca ulaşma noktasında hileye başvurabileceğini içselleştirmesine yol açıyor maalesef.

Bu durum onların kişiliklerinin oluşmasında tahribatlar yaratıyor ve işin üzücü tarafı da ileride kişilik problemleri yaşayan insanların olmasına yol açması... Dizide vurgulanan bir diğer özellik de kişilerin ayakta kalabilmesi için karşı tarafın içeriden çökertilmesidir. Burada amaca ulaşmak için çeşitli manipülatif hareketlerin yapılması, son derece normal bir durum olarak sergilenmektedir. Bu duygu dizide “halat oyunu” üzerinden kurgulanmaktadır. Yaşanılan Covid 19 salgını, çocuklarımızın ekran karşısında geçirdikleri zamanın artmasına neden oldu. Bu yüzden evlatlarımız popüler kültürün unsurları olan dizi ve filmlerle daha fazla muhatap hale geldi.

Bu dönemde çocuk yetiştiren ebeveynler, haklı olarak çok zorlanıyor. Bir taraftan çocuklarını daha iyi yetiştirmek isterken bir taraftan da çocuklarının kötü ve uygunsuz içeriklere maruz kalmaması için fazlası ile çaba sarfediyor. Anne babaların çocukları ile daha fazla kaliteli zaman geçirmesi, dikkatli ve uyanık olması gerekiyor. Ebeveynlerin teknoloji okur-yazarlık düzeylerinin çok iyi olması ve okullarımızdaki PDR/Rehberlik uzmanlarıyla iyi iletişim kurmaları şart. Yoksa birçok çocuk için kalıcı hasarlar ortaya çıkacak ve belki de bir nesli kaybedeceğiz... Yapılması gereken ise teknolojiden korkmak yerine teknolojiyi akılcı şekilde kullanmak...