Uzmanlar, Ortaköy'deki terör saldırısının faili Abdülgadir Masharipov'un, Esenyurt'ta düzenlenen operasyonda sağ yakalanmasının büyük başarı olduğu görüşünde. Güvenlik analisti Gürcan, 2016'daki 8 büyük DEAŞ saldırısının hep intihar, vur-kaç saldırısı olduğunu belirtti ve "İlk defa fail sağ yakalandı" dedi. 'İlk defa DEAŞ saldırılarında para olayı gündeme geldi" diyen Gürcan, DEAŞ saldırılarındaki 'paralı asker' boyutuna dikkat çekti.

Güvenlik analisti ve DEAŞ üzerine yaptığı akademik çalışmalarıyla bilinen Metin Gürcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ortaköy'deki terör saldırısının, uluslararası medyanın en fazla dikkatini çeken saldırılardan biri olduğunu söyledi. Teröristin operasyonla sağ yakalanmasının önemine değinen Gürcan, şöyle konuştu: Saldırganın sağ yakalanabilmiş olması güvenlik güçlerinin büyük bir başarısı. Bundan önceki DEAŞ saldırılarından bunu görmemiştik. 2016'daki 8 büyük DEAŞ saldırısı hep intihar saldırısı, vur-kaç saldırısı idi. İlk defa fail sağ yakalandı. Şimdi, failden azmettiriciye gidecek kişi-ilişki haritasını delilleriyle birlikte oluşturup imkan bulunabilirse hepsini, imkan bulunamazsa uygun görülen kadarını hem iç hem de uluslararası kamuoyuyla paylaşmak lazım."  

SİLAHIN YANINDA PARA DA SÖZ KONUSU

Gürcan, operasyona bakıldığında ortada sadece silah değil paranın da söz konusu olduğunu ifade ederek, "DEAŞ saldırılarının bir de paralı asker boyutu var. İlk defa DEAŞ saldırılarında para olayı gündeme geldi. 150 bin dolar gibi bir para bulundu (197 bin dolar) saldırganın yanında. Demek ki birileri buna para vermiş. Bunun finansal kaynakları da çok önemli. Failin yanında yakalanan paranın kimler tarafından nasıl sağlandığı, ne tür transferlerle saldırgana ulaştığı noktası çok önemli." diye konuştu.    


ÇOK TEHLİKELİ BİR STRATEJİLERİ VAR

Güvenlik analisti Gürcan, Türkiye'nin El-Bab'ta DEAŞ'ı kıskaca aldığı için örgütün cephe genişletme peşinde olduğunu ve Türkiye'de terör saldırıları yaptığını ifade etti. DEAŞ'ın FETÖ ve PKK'dan daha tehlikeli olduğunu aktaran Gürcan, açıklamasını şöyle sürdürdü:  "DEAŞ, sadece devleti değil toplumu, demokrasiyi ve devlet-toplum birlikteliğini hedef alıyor. Bu anlamda DEAŞ, FETÖ ve PKK'dan farklı bir örgüt. Halkı, insanı, demokrasiyi, sosyal dokuyu hedefleyen bir örgüt. Bundan dolayı DAEŞ çok daha tehlikeli bir strateji uyguluyor Türkiye'de. DEAŞ'la mücadelede sadece iş sokaktaki polise, askere düşmüyor. Hukuk sistemi, finans, toplumsal dinamikler ve devlet kurumlarının eş güdüm içerisinde çalışacağı entegre, bütüncül bir mücadele stratejisi şart. 2017'de şartlar zaten bize bunu dayatacak."