Hürriyet’e konuşan Kızılay Başkanı Kerem Kınık, bireylerin kişisel olarak bağışçı aramasının doğru olmadığını, sürecin Kızılay ve Sağlık Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü söylüyor.

Kınık, plazma tedavisi sürecini anlatıyor:

Plazma tedavisinin etkili bir yöntem olduğu düşünüyoruz. Türkiye’de ilk vakanın ortaya çıkmasının ardından Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, Hacettepe Üniversitesi ve Kızılay dünyadaki örnekleri, bu tedavinin ülkemizde nasıl uygulanabileceği konusunda ortak çalışmalar yürüttü, gerekli idari ve lojistik çerçeveyi belirledi, buna ilişkin düzenlemeler yapıldı. Biz 15 Mart itibariyle bu tedaviye hazır durumdaydık. Tedavi iyileşmiş, bunun üzerinden 15 gün geçmiş, vücudunda virüs kalmamış, kanında antikor oluşmuş kişilerin donör olmasıyla gerçekleşebiliyor. Ayrıca donör olacak kişinin 18-60 yaş arasında olması, başka kronik hastalıklarının olmaması kadınsa doğum yapmamış olması gerekiyor. Bu koşullara uyan kişi sayısı az. Kişilerin bireysel olarak donör araması da bu sayının azlığından kaynaklanıyor.

Bir donör 6 hastaya şifa olabilecek 

Ancak bir hafta sonra bu rakam çok artacak. Donörlerimiz birer hafta arayla 3 kez bağış yapabiliyor. Onlardan 400 ml plazma alıyoruz. Hastalara 200 ml uyguluyoruz. Bu şekilde bir donör 6 hastaya şifa olabiliyor. Şimdiye kadar hastalara naklettiğimiz plazma sayısı 200’ü geçmiş durumda. Hala az sayıda uygun kişi olduğu için insanlar yakınları için plazma arıyorlar. Ancak Sağlık Bakanlığı ve Kızılay Türkiye’de kim COVİD19 hastası, kim taburcu oldu, hangi hastanın iyileşmesinden itibaren 14 gün geçti hepsini takip ediyor. İyileşen vatandaşlarımızla temas halindeyiz. Türkiye’nin her yerinde plazma merkezleri hazır.

Bireysel donör aramak doğru değil 

Sağlık Bakanlığı bulunan plazmaları en ağır vakaları öncelik olarak alarak hastanelere ulaştırıyor. Türkiye’deki plazma merkezlerdeki donasyon süreçleri ile ilgili tüm yetki Kızılay’a verildi. Hastaneler tüm bu işlemler için Kızılay’dan provizyon almak zorunda. Yani bireylerin gönüllü donör araması çok sağlıklı değil. “Bu dönör bizim hastamıza plazma versin” şeklinde bir yaklaşım doğru değil. Hangi hasta en ağırsa o hastadan başlayarak tedavileri sürdürüyoruz. Aile içerisinde iyileşip yakınına donör olmak isteyen kişiler noktasında istisnalar olabiliyor. Önümüzdeki haftalarda plazma sayısı artacak biraz sabır diyoruz.

Neden donör arıyorlar? 

Hem annesi hem babası koronavirüsle mücadele eden Banu Diri Yılmaz, “Kızılay buldukları plazmaları en ağır hastalara veriyor. Biz de sıraya girdik ancak ne zaman sıranın bize geleceği belli değil. Biz de kişisel çabalarımızla donör bulup kendi hastanemize getirdiğimiz takdirde plazmanın kendi hastamız için kullanılabileceğini düşünüyoruz. Babam için iki hafta boyunca aradık, uygun bir kişi çıkmadı ancak babam entube durumda ikinci hafta Kızılay’ın plazma sırası bize geldi ve babam için bu tedavi uygulanıyor. Şimdi ise annem için arayışımız sürüyor.” diye konuşuyor.

‘Belki Kızılay'ın ikna edemediği kişilere ulaşırız'

Kayınpederi için sosyal medyada ilan yayınlayarak plazma arayan Ömer Acar ise amaçlarının iyileşmiş hastaları kişisel çabayla donör olmaya ikna etmek olduğunu söylüyor. Acar, “İnsanlar hastalığı çok zor atlatıyor, üzerinde 14 gün karantinaya giriyor. Bu insanlar hastanenin h’sini duyunca dışarı çıkmak istemiyorlar. Biz de bu insanları bulup Kızılay’ın ikna edemediği kişilere ulaşıp, durumumuzu anlatarak ikna etmeye karar verdik. Bize donörümüzü bulduktan sonra Kızılay’a götürmemiz gerektiği, onay aldıktan sonra hastamız için plazma tedavisi uygulanabileceği söylendi. Şimdi bir gönüllü bulduk ancak hastalığı atlatalı bir hafta oldu. 5 gün daha bekleyip ardından kayınpederime plazma tedavisinin uygulanmasını umuyoruz.