Kastamonu’da bir sunta fabrikasında çalışan işçiler, maaşlarına zam yapılması talebiyle grev başlattı.
Türkiye Ağaç ve Kağıt Sanayii İşçileri Sendikası’nın (Ağaç-İş) çağrısıyla Kastamonu’da sunta üretimi yapan bir fabrikada çalışan 226 işçi, greve gitti. Fabrika yemekhanesinde bir araya gelen işçiler, buradaki toplantının ardından sessiz bir şekilde fabrikadan Cumhuriyet Meydanı’na kadar toplu halde yürüdü. İşçiler, ayrıca fabrika önüne ‘bu fabrikada grev vardır’ pankartı asarak, sırtlarında Türk bayrağı ve sendikanın bayraklarıyla yürüyüşe katıldı. Pankartın olduğu bölgede, sendika adına birkaç işçi nöbet tutmaya başladı.
Protestoya katılan sendikaya bağlı 226 işçi, maaşlarına zam yapılmasını talep ettiler.
İşçilere grev çağrısında bulunan Türkiye Ağaç ve Kağıt Sanayii İşçileri Sendikası (Ağaç-İş) Genel Başkanı Mürsel Taşçı da, Kastamonu’ya gelerek işçilere destek verdi. Grev başlatan işçilere seslenen Ağaç-İş Genel Başkanı Taşçı, geçtiğimiz yılın Kasım ayında sendikaya 100 TL çam teklifinde bulunulduğunu ifade ederek, “Eğer anlaşma sağlamış olsaydık Ocak ayından itibaren tekrar sizin ücretleriniz asgari ücret seviyesinde kalacaktı. Çünkü asgari ücret yeni yılda yüzde 6 oranında arttı. Bin 134 TL olan asgari ücret, bin 200 TL’ye çıktı. Dolayısıyla biz, bin 134 TL’nin üzerine 100 TL ilave etseydik bin 234 TL olacaktı. Oysa asgari ücret de oldu bin 200 TL, hiçbir değişiklik olmayacaktı. Biz, bu talepleri kabul etmedik. Etmemiz de mümkün değildir. Bugün etmedik, yarın etmedik, öbür gün de etmeyeceğiz. Bundan sonra sizden beklentimiz, sendika olarak 19 aydır sizin arkanızdayız, bir 19 ay daha geçse sizin arkanızda bizler olacağız” diye konuştu.
“İşçi sınıfının bir onuru vardır” diyen Taşçı, “Başladığınız gibi birbirinizi satmamanız gerekiyor. Bu, bir onur mücadelesidir. Onurunuza, aşınıza, işinize, ekmeğinize, namusunuza, şerefinize sahip çıkın” şeklinde konuştu.
Türk-İş Kastamonu İl Temsilcisi, aynı zamanda Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Mehmet Çelik ise, “Şu anda burada bulunan arkadaşlarımızın hiçbirinin kalbinden, gönlünden iş yerini yakma, yıkma, zarar verme, zarara uğratma gibi bir amaç ve niyetinin olmadığına inanıyorum. Biz, şu anda Yol-İş Sendikası olarak Türkiye’de 8 bin 861 tane taşeronda çalışan arkadaşlarımızı üye yaptık ve o arkadaşlarımızın haklarıyla üç yıldır mücadele ediyoruz. Hem yerel mahkemeyi kazandık hem de bir üst mahkemeyi kazandık. Ona rağmen ilk işe girdiği andan itibaren bu işçiler, karayolu işçileri denilmesine rağmen biz, Yol-İş Sendikası olarak Türkiye genelindeki bu 8 bin 861 kişiyi maalesef karayolları işçisi saydıramadık” ifadelerini kullandı.
Çelik, şunları söyledi: “Eğer Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda örgütlenmek suç değilse lütfen örgütlülüğümüzü kabullensinler. Biz, işçileriz ama köle değiliz. Belki diğer ülkelerde köle düzeninde çalışmalar vardır. Ama biz, Türkiye’de yaşıyoruz ve o ülkelerden çok çok ilerideyiz. Ama işverenlerimizin kazançlarının bir kısmını da işçilerimize ayırmalarını istiyoruz.”
İşçilerin grev başlatması nedeniyle fabrika etrafında geniş güvenlik önlemleri alındı. Olası bir duruma karşı, emniyet güçleri, itfaiye ve sağlık ekipleri, fabrika yakınında hazır bekletildi.