Bahri KARATAŞ/İZMİR, () - CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit ile CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili adayı avukat Murat Bakan, Samanyolu TV, S Haber TV, Mehtap TV, Yumurcak TV, Irmak TV, Bugün TV ve Kanaltürk televizyon kanallarının platformlardan çıkarılmasını yargıya taşıdı. Ali Yiğit ve Murat Bakan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçunu işledikleri gerekçesiyle HSYK'ya, platform yöneticileri hakkında ise 'haberleşmenin engellenmesi' gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verip suç duyurusunda bulundu.
CHP İzmir Milletvekili ve 1. Bölge Milletvekili Adayı Ali Yiğit ile CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı avukat Murat Bakan, İzmir Adliyesi C Blok önünde suç duyurusu öncesi basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yapan Murat Bakan, "Türkiye 13 yıldır, medyada olağanüstü hal ilan etmenin sıradanlaştığı bir yasaklar ülkesi olma yolunda emin adamlarla ilerledi. Bunlar, yıldırma, korkutma, tutuklama, baskıyla gazete sattırma ve el değiştirme politikaları, telefon talimatlarıyla özgür haberciliği yönetme çabaları, sansür hatta otosansür ve son 2 yılda iyice tırmanan basını hizaya getirme çabasıdır. Yüzlerce gazeteci yargılanmakta. MİT yasasıyla habercinin eli kolu bağlanıyor. RTÜK'ün çifte standart taşıyan kararlarıyla eşitlik ilkesi yıkılıyor. Halkın özgür haber alma kanalları kapatılırken, basının özgürlüğünden söz edemeyiz. Birçok gazeteye 17-25 Aralık operasyonunu haberleştirdiği, köşesine taşıdığı için ceza, tazminat gibi 100'ün üzerinde dava açıldı" dedi.
Türkiye'nin, Sınır Tanımayan Gazeteciler basın özgürlüğü indeksinde 2002 yılında 99'uncu, 2011 yılında 148'inci ve 2014'te ise Brundi, Rusya ve Irak'ın gerisine düşerek 154'üncü sıraya gerilediğini, son açıklanan Freedom House Basın Özgürlüğü Raporu'nda 'kısmen özgür ülke'den 'özgür olmayan ülke' statüsüne düştüğünü, basının özgürlüğünden söz edilemiyeceğini söyleyen Murat Bakan, “Gazete binaları basıldı. Ahmet Hakan evinin önünde dövüldü. İşini yapan muhabirin kafasına polis silah dayadı. Sipariş bir savcılık yazısıyla yargı kararı olmadan bir medya grububunun tüm kanalları dijital platformdan çıkartıldı. Devlet adına uydu işleten Türksat, bu grupların sözleşmelerini geçerli hukuki gerekçe olmadan feshetti. Platformların yapmış oldukları açıkça Anayasa'ya ve Türk Ceza Kanunu'na (TCK) aykırı olan işlemleri için platformun işleticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Kanalların, platformdan çıkarılması yönünde yazıyı hazırlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı hakkında da HSYK'ya suç duyurusunda bulunduk. Cumhuriyet savcılarının bir medya hizmet sağlayıcısı kuruluşu herhangi bir platformdan çıkaralmasını emretme ya da rica etme yetkisi yoktur. Yazıyı hazırlayan savcı, kaynağını Anayasa'dan alan bir yetkiyi kulanmamaktadır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yazısı ve bu gerekçeyle platformlardan çıkarılma işlemi Anayasanın 25, 26, 27 ve 28. maddelerinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde belirtilmiş olan basın hürriyeti, kanaat özgürlüğü, düşünceyi yayma özgürlüğü ve bilim ve sanat hürriyetine aykırıdır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yazısı açık bir şekilde yetki aşımıdır, görevi kötüye kullanmadır ve temel hak ve hürriyetleri baskı altına almaya yönelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti niteliğini zedeleyen bir işlemdir" diye konuştu.
Murat Bakan ayrıca, Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanlığı'na iletilmek üzere, RTÜK İzmir Bölge Temsilciliği'ne hukuksuz olduğunu belirttiği bu durumun sonlandırılması için talepte bulunduklarını, her türlü haksızlığın mücadelesini vereceklerini, bu işin takipcisi olacaklarını belirtip "Basın hürdür, özgür basın susturulamaz" dedi.
Açıklamanın ardından Ali Yiğit ve Murat Bakan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçundan HSYK'ya, platform yöneticileri hakkında ise 'haberleşmenin engellenmesi' suçunu işledikleri gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verip suç duyurusunda bulundu.

FOTOĞRAFLI