Özgür ALTUNCU - Taner YENER -İhsan YALÇIN/İSTANBUL, ()  CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Geçtiğimiz Cuma gecesi Paris'te yaşanan terör eylemleri, hem terörle mücadele hem de göçmenler konusunda yeni bir yol ayrımına getirdi. Antalya'da yapılan G-20 zirvesinde bu meseleyi enine boyuna konuştuk" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Grand Tarabya Otel'deki 7. Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Açılış Töreni'nde şunları söyledi:

"Tüm dünyanın farklı açılardan tarihi sınamalardan geçtiği hassas bir dönemin içindeyiz. Ekonomik durgunluk, fakirlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler gündemimizi yerini koruyor. İç çatışmalardan kaynaklanan büyük göç hareketleri, terör, doğal kaynakların tüketilmesi gibi küresel sorunlar giderek daha fazla öne çıkmaya başladı. Bunların hepsiyle de hızlı etkin ve kararlı bir şekilde mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Hiç kimse yaşanan krizi veya yaşanan insanı krizlerden kendini tecrit etme hakkına ve lüksüne sahip değildir. Güvenlik kaygılarının artması karşısında en iddialı ekonomiler en gelişmiş ülkeler dahi çaresiz kalabilmektedir. Bugün Türkiye güvenlik kaygılarının odağı olan bölgenin hemen yanında istikrarını ve kalkınmasını sürdürme mücadelesi veriyor. Terörle mücadelemizin geçmişine baktığımız zaman, yaklaşık 35 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz. Güney sınırlarımızda başlayan hadiseler tüm dünya için uzun vadeli sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Göçmen meselesi başta olmak üzere bu sorunların ağır sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Maalesef Türkiye insani krizler karşısında verdiği onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldı."

  "G-20 ZİRVESİNDE BU MESELEYİ ENİNE BOYUNA KONUŞTUK"
Paris'teki terör saldırısına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Geçtiğimiz Cuma gecesi Paris'te yaşanan terör eylemleri, hem terörle mücadele hem de göçmenler konusunda yeni bir yol ayrımına getirdi. Antalya'da yapılan G-20 zirvesinde bu meseleyi enine boyuna konuştuk. Hem yaptığım ikili görüşmelerde, 17 ülkenin lideriyle başa baş görüşmelerim oldu, heyetler arası görüşmeler yaptık. Bunları bütün teferruatlarıyla değerlendirdik. Zirve sonunda mutat bildirinin yanında bir de terörizmle mücadele bildirisi yayınladık. Bu bildiride Paris, Ankara, Gaziantep, Beyrut bütün buralardaki saldırıları kınadıktan sonra terörle mücadele konusunda birlik içinde olduğumuzu vurguladık. Bu çok önemli. Terörizmin herhangi bir dinle, milliyetle, uygarlıkla veya etnik grupla ilgili hale getirilemeyeceğini özellikle belirttik. Şunu buradan çok açık samimi bir şekilde söylüyorum. Ben bir Müslümanım. İslam Arapça barış anlamına gelmektedir. Barış dini olan bir İslam'ı gölgeleyen DAİŞ diye bir terör örgütü var. Bu terör örgütü nereden türedi; El-Kaide'den. Bunun yanında ülkemin içerisinde terör örgütleri var. PKK gibi. Suriye'nin kuzeyinde PYD gibi, YPG gibi terör örgütleri Afrika'ya gidiyorsunuz, bakıyorsunuz Boko Haram var."

"BU TERÖRİSTLERİ ŞİDDETLE LANETLİYORUM"
"Bunlar hangi dinden olursa olsun, değerli dostlar şunu defa iyi bilmemiz lazım" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hiçbir dine o dinin olumsuz, kötü insan tipleri üzerinden yargılama yapamayız, yapmamalıyız. O dinin diğer mensuplarına asla böyle bir yaklaşım gösteremeyiz. Bunlar Müslümanların arasından çıktığı gibi Hristiyanların, Musevilerin arasından da çıkar. Aynı şekilde mezheplerin içinden birçok çıkanları var. Ben şu anda mensubu bulunduğum, şeref duyduğum dinim içinden çıkan bu teröristleri şiddetle lanetliyorum. Bu noktada bizler G-20'de bunu konuştuk. Dünya Müslümanları olarak halkı Müslüman olan ülkelerin siyası liderlerini de ağırlık olarak tavır koymaya davet ederken, aynı şekilde ilim adamlarını da bu konuda tavır koymaya hatta hatta din adamlarını da bu konuda tavır koymayı davet ettik. Bunu hep birlikte yapmak durumundayız. Eğer yapamazsak bugün Ankara'da bizim kapımızı çalan; bunu geçenlerde söyledim dedim ki bak yarın da sizin kapınızı çalar. Nitekim Paris'te kapıyı çaldı. Fakat Paris ile bitti mi, başka bir yerde de kapıyı çalar. Onun için de bu tavrı uluslararası bir mutabakat içerisinde ele almak durumundayız. Dışişleri Bakanlıklarımız, İçişleri Bakanlıklarımız, bütün istihbarat örgütlerimiz birlikte yoğun bir çalışmanın içerisine girmek durumundadır. Çünkü bu dünya barışı bir ülkenin, iki ülkenin değil tüm dünyanın ortak meselesidir, sorunudur." 

 

(FOTOĞRAF)