Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, sinsi ve tehlikeli bir hastalık olan KOAH’tan korunmanın en önemli yolunun sigarayı bırakmak, hatta sigara içilen ortama dahi maruz kalmamak olduğunu söyledi.

Medicana Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) konusunda bilgi verdi. Dr. Salih Bilgin, “Hastalığın türlerinden kronik bronşit, akciğerlerdeki hava yolları daraldığında ve kısmen mukus ile tıkandığında oluşur. Kronik bronşitte art arda iki yıl içinde, en az 3 ay boyunca öksürük ve balgam çıkarma görülür. Amfizem, akciğerlerin en ufak birimi olan hava keseciklerinin (alveoller) harap olduğunda ortaya çıkar. Amfizem akciğerlerdeki alveollerin genişlemesi ve yapılarının bozulmasıdır. Klasik belirtisi nefes darlığıdır” dedi.

KOAH gelişiminde yüzde 80-90 oranında sigara sorumlu

Hastalığın görülme sıklığına değinen Bilgin, “Hastalık 40 yaş üzeri sigara içen bireylerde daha sıklıkla görülür. Bilinen risk faktörleri, aktif sigara içimi, mesleki maruziyetidir. Muhtemel risk faktörleri ise hava kirliliği, pasif sigara içimi, sosyoekonomik faktörler ( düşük sosyoekonomik durum ve erkek cinsiyet), geçirilmiş solunum sistemi enfeksiyonları olarak sıralanabilir. Ayrıca düşük doğum ağırlığı ile doğan çocuklarda görülme ihtimalini arttığı bildirilmiştir. Bunlar arasında sigaranın KOAH hastalığı ile ilişkisine ayrıca vurgulamak önemlidir. KOAH gelişiminde yüzde 80-90 oranında sigara sorumludur. Ayrıca yetişkin popülasyonun 1/3 ü sigara tiryakisi olduğu, dünyada yaklaşık 1,2 milyar sigara içicisi bulunduğu ve de 2025 yılına kadar bu sayının 1,6 milyar olması beklendiği düşünülürse KOAH hastalığı görülme ihtimalinin ne kadar artacağı ortadadır. KOAH ile astım birbirleri ile çok karıştırılan hastalıklardır. Her iki hastalık da solunum yolları daralması ile giden hastalıktır. Semptomları benzerdir ve kronik olaylarda bazen o kadar iç içe geçmiştir ki birbirinden ayrılamaz. Ancak KOAH daha çok 40 yaş üzerinde görülürken, astım her yaşta görülebilir. Astımda aile öyküsü baskın iken, KOAH da baskın değildir. Astım nöbetler halinde seyrederken ve nöbetler arası hasta normal iken, KOAH’lı hastalarda sürekli semptomlar vardır. KOAH genel olarak sigara içim öyküsü hemen hemen her hastada mevcuttur” diye konuştu.

KOAH’ın yavaş ilerleyen ve zaman içinde kötüleşme gösteren bir hastalık olduğunu belirten

Uzm. Dr. Salih Bilgin, “Başlangıçta hastalığın belirtileri belli belirsiz iken zaman içinde hastayı iş göremez hale getirebilir. Hastalığın ilerleme hızı ve belirtilerin şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterir. Öksürük, sabahları daha da artan balgam çıkarma, nefes darlığı ( solunumun anormal ve rahatsız edici bir his olarak algılanması), hışırtılı solunum en önemli semptomlarıdır. Başlangıçta sadece egzersiz veya ağır iş görme sırasında nefes darlığı gelişir. Zaman geçtikçe yürüme, giyinme ve hatta yemek yeme gibi günlük aktiviteler sırasında nefes darlığı gelişir. Hastalığın başlarında ‘sabah öksürüğü’ mevcuttur ve hastaların çoğu tarafından bu öksürük sigara öksürüğü olarak yorumlanır. Daha sonraları gün boyu süren balgamlı öksürük halini alır. Kronik bronşitin baskın olduğu hastalarda balgam çıkışı vardır. Amfizemin ağırlıklı olduğu hastalar zayıftır. Öksürük balgam daha az olur. Göğüs kafesi genişleyerek fıçı göğüs şeklini alır. Müzmin bronşitin ağırlıkta olduğu hastalar daha şişmandır, derileri, dilleri dudakları mordur. Öksürük balgam önde gelir. KOAH hastalığında tanıyı, risk faktörleri olan hastada eğer semptomlar var ise solunum fonksiyon testi yaparak koyarız. Sigara içen bir kişi eğer birbirini takip eden 3 yıl boyunca kışları öksürük, balgam şikayeti oluyorsa bu hastalıktan kuşkulanmalı ve göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalıdır” şeklinde konuştu.

KOAH’ta tedavi

KOAH’ta tedavi hakkında bilgi aktaran Salih Bilgin şöyle devam etti:

“KOAH tamamıyla iyileştirilebilen bir hastalık değildir ancak birçok olguda önlenebilir ve kontrol altına alınabilir. Hastalık tanısı konduktan sonra hastalığı ilerlemesinin durdurulması tedavinin ana amacıdır. Ayrıca birçok hastada iş görmeyi engelleyen belirtiler azaltılabilir. Bunun içinde olarak 3 uyulması gereken kural vardır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi sigara içilen ortama dahi girilmemesidir. Yani sigarayı bırakmak değil onun kullanıldığı ortama dahi girmemek gerekir. Bu olmasa olmaz koşuldur. İkinci şartımız bol su tüketmektir. Hastaların en az 2 litre ılık su içmesini öneririz. Bu hastanın balgamın rahat çıkarılmasını sağlar. Balgam çıktıkça da hasta rahatlar. En son uyulması gereken kural da hastanın kendinin çok iyi korumaması gerekmektedir. Toplu yaşam ortamlarından kaçınmalı, aşırı soğuk ve sıcaktan korumalı, her yıl grip aşısı yaptırmalı kısaca kendini küçük çocuk gibi korumalıdır. KOAH tedavisinde amaç, hastalığın ilerlemesi önlemek, şikayetleri azaltmak, egzersiz kapasiteniz artırmak ve yaşam kaliteniz yükseltmektir. KOAH hastalığında ilaç tedavisi ile hastalığın belirtileri hafifleyebilir, iş göremezlik en aza indirgenebilir, akut ataklar önlenebilir, hastaneye yatış sayısı azaltılabilir ve hastaların yaşam kalitesi yükseltilebilir. KOAH tedavisi 3 basamaklıdır. En önde gelen şey eğitimdir. KOAH’lı hastalara hastalığı hakkında bilgi verilmeli, verilen ilaçların nasıl kullanıldığı konusunda eğitim verilmeli, hastalıkla nasıl başa çıkacakları anlatılmalıdır. Hangi durumlarda hekime başvuracakları anlatılmalıdır. Farmakolojik tedavi olarak hava yollarını genişletici inhalar yolla alınan ilaçlar esas kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçların nasıl kullanıldığı hastaya pratik olarak anlatılmalı, hasta nasıl kullanacağını çok iyi anlamalıdır. İlaç dışı tedavide ise hastanın diyette aşırı karbonhidratlardan kaçınması, bol su içmesi önemli uyulması gereken kuraldır. Hastanın mümkün olduğunca solunum eksersizleri yapması, her gün düzenli en azından yürümesi hastalığın ilerlemesini önler, hastanın yaşam kalitesini yükseltir.”

Sigarayı bırakmak KOAH’tan koruyor

Sigarayı bırakmanın KOAH’tan koruduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, “KOAH tan korunmanın en önemli yolu sigarayı bırakmak, hatta sigara içilen ortama dahi maruz kalmamaktır. Aynı zamanda hastalığın erken tanısı ve tedaviye erken başlanması en önemli korunma yoludur. Hastaların diyette aşırı karbonhidratlardan (un ve şekerden) kaçınması, bol su içmesi önemli uyulması gereken kuraldır. Mümkün olduğunca proteinli besinlerle beslenmesi önemlidir. KOAH’lı hasta az ve sık yemelidir. Günlük 3 öğün yerine 6 öğün yemelidir. Hastanın solunum eksersizleri yapması, her gün düzenli egzersiz yapması, en azından yürümesi hastalığın ilerlemesini önler, hastanın yaşam kalitesini yükseltir. Hastalar 5 yılda bir zatüre aşışı, her yıl grip aşısı yaptırmalıdır. Hastalar sigara içilen ortama dahi girmemelidir. Ev içi ve dış ortamlarda toz ve gazlardan uzak durulmalıdır. Toplu yaşam yerlerinden özellikle kışları kaçınmalıdır. Çünkü en ufak bir enfeksiyon KOAH’lı hastalarda önemli sorunlar çıkartabilir” ifadelerini kullandı.