Kimi doktor, kimi avukat, kimi öğretim üyesi, kimi ise devlet memuru. İzmir’de yaklaşık 5 bin kişi üzerilerindeki iş kıyafetlerini ve kocaman evrak çantalarını bahane etmeksizin iş yerlerine bisikletle gidiyor, kurdukları topluluk ile bisiklet kullanımını özendiriyor.
İzmir’de, hafta sonları ve akşamları toplanan bisiklet gruplarına üye kişiler, bir süre sonra herkesin iş yerlerine de bisikletle gittiğini fark etti. Bunun üzerine sosyal paylaşım sitesinde “İzmir’de İşe Bisikletle Gidenler” adı ile bir sayfa oluşturan yüzlerce kişi, bisiklet yolculuklarını paylaşmaya başladı. Sayfanın bilinirliği arttıkça bisiklet kullanımı da arttı ve topluluğun üye sayısı 5 bine ulaştı. Aralarında doktor, öğretim üyesi, avukat, ressam, devlet memuru gibi farklı meslek gruplarının bulunduğu binlerce kişi takım elbiseleri ile ya da diğer iş kıyafetleriyle bisiklete binip işine gidiyor. Birçok bisiklet sever, iş yerinde kullandığı evrak çantasını bisikletinin arkasına takıp hem sağlıklı, hem çevreci hem de ekonomik yolculuğuna çıkıyor.
“BİSİKLET SADECE KARNE HEDİYESİ DEĞİL”
İşine bisikleti ile giden 5 bin kişiden sadece biri olan Avukat Hüseyin Tekeli, Bornova’da oturduğu evinden bisikletle çıkarak Konak ilçesinde bulunan Alsancak semtindeki bürosuna geliyor. Bisikletini, bürosundaki bir odaya park eden Tekeli, sadece çok yağmurlu günlerde işe gitmek için kendi aracını kullandığını söylüyor. “Ben Bornova’da oturuyorum, Alsancak’taki işime gidiyorum. Alsancak’ta oturup Buca’daki işine giden arkadaşımız var, Bornova’da oturup Gaziemir’deki işine giden arkadaşımız var” diyen Tekeli, bisikletin sadece çocuklara bir karne hediyesi olmadığını, dünyanın en modern, en çevreci, en sağlıklı ulaşım aracı olduğunu belirtti.
“ARAÇLA GİDENE GÖRE DAHA ERKEN VARIYORUM”
Ev ve iş yeri arasındaki mesafenin 7,5 kilometre olduğunu kaydeden Tekeli, “Bu mesafeyi sabah trafiğinde aracıyla aşan biri, işine benden önce gidemez. Ben araçla gidene göre daha erken varıyorum. Zaman olarak hiçbir kaybım yok. Günde sabah ve akşam toplam 1 saat bedavadan spor yapmış oluyorsunuz. Benzin ücreti, bilet ücreti, otopark ücreti gibi durumlardan istifade ediyorsunuz. Yerel yönetimlerin de bisiklet yolları için gerekli çalışmaları var. Şuanda İzmir Metro ve İZBAN’a bisikletle girilebiliyor. Otobüslere bisiklet aparatları da takılacak. Her şey zamanla oldu ve ben bu kişilerden sadece biriyim. Bizden daha fazla bu işe emek veren pek çok arkadaşımız var” dedi.
“2008’DE ARKAMIZDAN ‘JOE’ DİYE BAĞIRIRLARDI”
Bisiklet kullanımının yıllar geçtikçe arttığını ifade den Tekeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2008 yılında bisiklete binip kafamıza kaskı taktığımızda arkadamızdan, ‘Joe’, ‘Mike’ diye bağırıyorlardı. Bizi yabancı sanıyorlardı ama şimdi çok doğal bir şey haline geldi. En yakın zamanda İzmir’in her yerinin bisiklet yolları ile örüldüğünü, insanların bisikleti çokça kullandığını görmeyi umuyoruz. Hem ulaşımımızı sağlıklı şekilde yapıyoruz, hem çevreye zararımız yok. Yakıt yakmayarak çevreye faydamız dokunuyor. Ekonomik olarak da faydamız dokunuyor. Ayrıca günlük sporumuzu yaparak fit bir görünüme kavuşuyoruz.”
BİSİKLETİYLE GİDİP DERS ANLATIYOR
Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Mehmet Koyuncu da, üniversiteye bisikletiyle gidip geliyor. Önce çocuğunu okula bırakan, ardından evinden bisikletini alıp üniversitenin yolunu tutan Koyuncu, bisiklet kullanıp trafikte araç sahipleriyle sıkıntı yaşayan arkadaşlarına da yardımcı oluyor. Olası bir kaza tehlikesi durumunda yaşanabilecek kavgaları psikolog olması dolayısıyla rahatlıkla çözen Koyuncu, “Trafikte iletişim şekli genelde çatışma şeklinde oluyor. Bir şekilde haksızlığa uğrayan arkadaşım oldu. Bu işi yaparken araç sürücülerine yeni bir argümanımız olmalı. Eğer onlara ‘az önce ölebilirdim ve çok korktum’ derseniz inanın ki donuyorlar. Çünkü buna hazırlıklı değiller. Bu davranışı geliştirmemiz bisiklet kullanan arkadaşlarımız için çok faydalı oldu” diye konuştu.
“ÖĞRENCİLERİME ÖRNEK OLDUM”
Aralarında her meslekten kişinin olduğunu, hatta bisikletlerinin tamire ihtiyacı olduğunda bisiklet tamiri yapan bir arkadaşlarının da bulunduğunu dile getiren Koyuncu, “Hepimiz eşitiz ve bir liderimiz yok. Bu en güzeli. Bisiklet aslında bir hayat biçiminin yansıma şekli. Hobi şeklinde başlayıp daha sonra bizi araç trafiğinden kurtaran bir araç oldu. Bisikleti hepimiz, sadece kolay olduğu için değil, sevdiğimiz için de kullanıyoruz. Üniversitede beni görüp ‘sen bisikletle gelen kişisin’ diye olumlu tepkiler geliyor. Öğrencilerime de örnek oldum. Bu işi kendim için yapıyorum ve bunu yapıyor olmak ruhumu besliyor” ifadelerini kullandı.