İstanbul Türkiye Azerbaycan Derneği tarafından, Kadıköy’deki dernek merkezinde “Kanlı Ocak” anma toplantısı düzenlendi.
20 ocak 1990 günü Sovyet ordusu bağımsızlık mücadelesi veren Azerbaycan’ı işgal etmişti. 66 bin kişilik ordu ile Azerbaycan toprağına giren rus tankları, silahsız ve savunmasız Azerbaycan Türk’ünü ezdi, ateşe verdi, çoluk çocuk demeden 144 ‘ünü şehit etti, 800 kadarını yaraladı, bine yakın insanı da tutukladı.
Türkiye ve Azerbaycan milli marşlarının okunmasından sonra dernek başkanı Sefer Karakoyunlu ve Azerbaycan Konsolosu Kenan Murtuzov birer konuşma yaptı. O kara günü yaşamış olan gazeteci yazar Kebuter Hakverdi anılarını nakletti. O kanlı günde Rus tanklarının ve Rus askerlerinin katliamlarını ve yakınlarını kaybedişini gözyaşları içinde nakletti. Konuya yönelik açık oturumda, Oturum başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, Prof. Dr. Adil Allahverdiyev ve Prof. Dr. Mustafa Erkal birer konuşma yaptı.
Prof.Dr. İbrahim Öztek, Karabağ ile Batum-Bakü hattı bölgeye hakim olan güçlerin Karadeniz Hazar ve Ortadoğuda egemen olabileceklerini, bu nedenle I. Petro’dan günümüze Rus’ların bölgedeki emellerini hiçbir şekilde gizlemediğini, 1837 yılından itibaren de Azerbaycan toprağının büyük bir kısmını Ermenistan’a, Gürcistan’a ve Dağıstan’a dağıttığını, 1918 yılında Bakü’de Rus ve Ermeni’lerin 17 000 Türk’e soykırım uyguladıklarını, Türk Kafkas İslam Ordusunun Azerbaycan’lı ve Dağıstanlı kardeşleri ile beraber, Alman, Gürcü, Ermeni, Rus ve İngiliz ordularını parişan ederek 18 Eylül 1918 günü Bakü’ye girerek, kardeşlerine istiklalleri yolunda yardım ettiğini anlattı.
Öztek sözlerine şöyle devam etti: “Azerbaycan Türk’ünün bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmemiştir. 1989 yılında Ebulfez Elçibey önderliğinde kurulan Azerbaycan Halk Cephesi; Azerbaycan Komünist Partisi, KGB ve Kızılorduya rağmen bağımsızlık mücadelesini baskın bir biçimde sürdürüyordu. Amaç Sovyet’lerden ayrılmaktı.
Sovyetler birliği ise hürriyet ateşinin diğer cumhuriyetlere sıçramasından korkuyordu. Halk iyice bilinçlendirildi ve meydanları doldurdu. 17 ocak günü Lenin meydanında bir milyor Azerbaycanlı toplanmış, gasp edilen hakları için AZADLIG, AZADLIG nidaları ile haykırıyorlardı. Sonunda o kanlı gün geldi ve Sovyet silahları Azerbaycan Türk’ünün üzerine ölüm yağdırdı. Yalnız Bakü’ye 35 000 Rus askeri girmişti. Şehitler, yaralananlar, tutuklananlar, Azerbaycan Türk’ünü yıldıramadı.
Bayrağını karaya boyadı. Şehitlerinin üzerine örttü. Onların üzerine karanfiller serdi. Albayrağı Bakü’nün tepesine çekti. Bayrak bir defa kalkmıştı ve artık onu hiçbir güç indiremeyecekti. Bu kanlı olay 10 gün dünyadan saklandı. O gün Sovyet Başbakan birinci yardımcısı Haydar Aliyev de harekete ve Halk Cephesine çok büyük destek veriyordu.
20 ocak, Azerbaycan Türk’ü veya Türk’lük için yas ve matem günü değildir. Bugün Azerbaycan Türk’ünün, acımasız sovyet rejimine karşı şahlanışı, zincirlerini parçalayarak, bayraklaşmasıdır.
Rusların korktuğu oldu ve Azerbaycan’ın bağımsızlık aşkı dev gibi bir ateş oldu ve tüm Sovyet cumhuriyetlerini sardı. Sonunda o koca İmparatorluk parçalandı ve çöktü.
Bugün AZADLIG meydanı olan o meydan Bağımsız Azerbaycan milli ordusunun tanklarının, top ve füzelerinin yürüdüğü, Azerbaycan kara deniz ve hava kuvvetleri ile şanlı askerinin geçit merasimi yaptığı bir meydan haline geldi. Şehitlerimiz ise,varlığımızın yegane temsilcileri, vatan onlara her şeyini borçlu. Ruhları şad olsun.
Bugün Azerbaycan Kafkasların parlayan yıldızı ve Sovyetlerden ayrılan cumhuriyetlerin en gelişmişidir. Dünyanın 70 yıllık ihtiyacını karşılayacak petrol ve doğal gazın bu bölgede olduğunu göz önünde bulundurursak, bölgenin kritik ve stratejik önemi ortadadır. Bu nedenle Türkiye ve Azerbaycan, yeni dünya düzeninin, stratejik oyunlarını birlikte göğüslemek ve altetmek zorundadır. Unutma, Türkiye ve Azerbaycan bir gövdenin iki şah damarı gibidir. Biri rahatsızlanırsa, gövde için felaket vardır”.
Prof. Dr. Adil Allahverdiyev ise, “20 ocak, Azerbaycan Türk’lerinin 70 yıllık esarete son verdiği gündür. Bu gün Azerbaycan Türk’ünün var olma günüdür. Zalimler karşısında dimdik durduğu gündür. Bu tarih her nekadar acı da olsa Azerbaycan tarihinin milli kahramanlık günüdür. 1918 tarihinde, bir kere yükselen bayrak bir daha inmez nidaları ile ayaklanan ve şarkın ilk bağımsız cumhuriyetini kuran Azerbaycan halkı 1990 yılında da aynı ruh ve heyecanla tekrar ayağa kalkarak, tankların karşısına kahramanca dikilmiş, haksızlık karşısında vatanın bağımsızlığını tüm dünyaya duyurmuştur.
O gün orada şehit olan 137 Türk evladı Bağımsız Azerbaycan Devletinin temelini atmış ve gücçleşmesine vesile olmuşlardır. Bugün bu güçlü temel kuvvetlenerek devam etmektedir. Bugün olduğu gibi gelecekte de Azerbaycan, bölgenin parlayan yıldızı olmaya devam edecektir” dedi.
Prof. Dr. Mustafa Erkal da, şehitlerimizi, Ebulfez Elçibey ve Haydar Ayiyev’i daima saygı ve rahmetle andığımızı, onların sayesinde Azerbaycan’ın var olduğunu, Azerbaycan bağımsızlık savaşının tüm Sovyet cumhuriyetlerine örnek teşkil ettiğini ve bu sayede bağımsızlıklarına kavuştuklarını hatırlattı. Türk’lerin Rus mezalimi altında pek çok kez sürgün, kıyım ve soykırıma uğradıklarını, dünyada en çok soykırıma uğrayan milletin ise Türkler olduğunu belirtti.