İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Adana Şube Başkanı Orhan Göktaş, Suruç’taki bombalı saldırı bahane edilerek Adana’da iş yerlerinin kundaklanmasının, olayın kan davasına dönüşme tehlikesini de beraberinde getirdiğini söyledi.
Suruç’ta sivillere yönelik bombalı saldırının halkları bir birine düşürme ve Türkiye’yi Ortadoğu’daki bataklığın içine çekme çabası olarak gördüklerini belirten Göktaş, saldırıyı lanetlediklerini söyledi. Göktaş, “Suruç’ta yapılan insanlık dışı saldırının sıcaklığı içimizi yakmaya devam ediyorken, bu olay bahane edilerek Adana’da dindar kimlikleri ile bilinen insanların iş yerlerine saldırılar yapılarak yakılması, içimizdeki acının katlanmasına sebep olmuştur. Başta komşu ülkeler olmak üzere tüm Ortadoğu’da oynanan kanlı oyunun içine Türkiye’yi de çekmek isteyenlerin bir çabası olarak gördüğümüz bu ve benzeri olaylar, umuyoruz ki toplumun sağduyusu ile başarıya ulaşamayacak, bir arada yaşamayı binlerce yıldır becerebilmiş toplumumuz arasında dayanışma ve kardeşlik bağlarını güçlendirecektir” diye konuştu.
Suruç’ta sivil insanlar arasında patlatılan bombanın bahane edilerek Adana’da iş yerlerinin kundaklanmasının olayı kan davasına dönüşme tehlikesini de beraberinde getirdiğine dikkat çeken Göktaş, şöyle devam etti:
“MAZLUMDER Adana Şubesi olarak, ülkedeki barış ve bir arada yaşama kültürünün güçlendirilmesi adına her kesimi bu olaylara en üst düzeyde tepki vermeye ve sağduyuya davet ediyoruz. Hükümeti dolayısı ile emniyet güçlerini; bu olayları yapanları bir an önce bulup adalet önüne çıkararak olayları aydınlatmaya, AK Parti, CHP, MHP, HDP ve HÜDAPAR’ı ; bu olaylar karşısında ortak bir tavır almaya ve ‘ama’sız bir dil kullanarak kimden gelirse gelsin bu tip olayları kınamaya, STK’lar, medya, bağımsız yazarlar ve kanaat önderlerini toplumu bilinçlendirmeye, oynanan oyunları anlatmaya, bu olayların bize bir faydasının olmayacağını, ortak düşmanlara yarayacağını değişik vesillerle anlatmaya, tüm bireyleri de sağduyuya ve provokasyonlara karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz.”