İstanbul, () - BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Üsküdar'daki Nev Mekan Kafe'de gençlerle bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Davutoğlu, Sarıyer'deki terör operasyonu sırasında polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybeden Dilek Doğan ile ilgili sorulan bir soruya, "Bu genç kızımızla ilgili gerekli diğer olaylar gibi araştırmalar yapılıyor. Özen gösterilerek bazı emniyet tedbirleri alınıyor ama, ola ki herhangi yanlış bir uygulama varsa, peşi bırakılmaz, gereği yapılır" yanıtını verdi.

"BENDE HİÇ IŞİD'İ DESTEKLEYECEK YÜZ VAR MI?"

Davutoğlu, bir öğrencinin, iktidarın IŞİD'e destek verdiği yolundaki iddiaları sorması üzerine, "Arkadaşlar, şimdi bana bakın, yüzüme,

gözüme, konuşmama. Bende hiç IŞİD'i destekleyecek yüz var mı?" yanıtını verdi. Davutoğlu'nun bu sözleri kafede bulunan gençleri güldürdü.

IŞİD'in çıkardığı dergide "'En büyük düşmanlarımız Erdoğan ve Davutoğlu'dur" denildiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Çünkü diğerleri onlara malzeme oluyor. Esed ona destek oluyor, çünkü Esed'in çıkardığı şartlarda, IŞİD veya PYD'ye destek şey oluyor. 'Bakın' diyor, Batı ile işbirliği halinde vesair. Ama esas tehlike AK Parti'nin yaklaşımı. Çünkü bizim temsil ettiğimiz İslam, IŞİD'in

tam karşıtı ve IŞİD'i yok edecek, etkisiz kılacak İslam odur. Dolayısıyla bunu çok tartışmaya bile gerek görmüyorum."

DİYARBAKIR'DAKİ OLAY

Diyarbakır'da bu sabah yapılan IŞİD operaszyonunda 2 polisin şehit olduğunun hatırlatılması üzerine Davutoğlu, PKK operasyonları başlamadan önce IŞİD'e karşı operasyon başlattıklarını belirtti. Davutoğlu şunları söyledi:

"IŞİD sınırda askerimizi öldürdü. Suruç katliamını yaptı. O gece dahi çok sayıda IŞİD militanı hem gözaltına alındı hem gerekli tedbirler alındı. Bugün de Başbakan olarak bazen telefon çalmasından ürkersiniz. Sabah erken saatlerde çalan telefon beni hep tedirgin eder. Şunu bilin. Dışişleri Bakanı iken de öyleydi ama daha gece uykumun bölünmediği hiçbir gün yaşamadım. Türkiye büyük bir ülke, 78 milyon, her yerde bir olay olur. Genellikle de içişleri bakanları aradıklarında insanın zihnine bir şüphe düşer. Bu sabah İçişleri Bakanımız aradığında, bir IŞİD uyuyan hücresine yönelik yapılan bir operasyonda, kapıyı açmak için koçbaşı olarak tabir edilen şeyle yüklenildiğinde, oraya yerleştirilen bombalarla iki şehit verdik. Orada da çok sayıda IŞİD militanı etkisiz hale getirildi. Bu kadar yoğun mücadele veriyoruz ama maalesef hala benzer suçlamalar yöneltiliyor. Şunu özellikle ifade etmek isterim. IŞİD zihniyetine karşı bizim fiili emniyet tedbirlerimizin dışında, o zihniyete karşı aynı zamanda ideolojik bir mücadele de vermemiz gerekiyor. Çünkü İslam dininin hiçbir şekilde kabul etmediği bir başka zihniyet var orada ve dinimize en büyük töhmeti getiriyor. Dolayısıyla mücadelemiz tek taraflı olmayacak. Nasıl PKK ile terörle mücadele ederken Kürt vatandaşlarımızın kimliğine halel gelmemesine, onları kazanmaya önem veriyorsak, IŞİD ile mücadele ederken de İslam dinine herhangi bir şekilde itham ve töhmet getirilmemesine özen göstermek lazım."

GEZİ OLAYLARI

Başbakan, bir öğrencinin, Gezi olaylarıyla ilgili olarak, "Oraya katılanların hepsi sizce terörist miydi?" sorusu üzerine, olaylara katılan farklı gruplardan gençlerle birkaç gün boyunca ders yapmak, sohbet etmek ya da atölye çalışması yapmak istediğini dile getirdi. Davutoğlu, "Çünkü onların hepsi bizim gençlerimiz. Biz onların hiçbirine terörist diye bakmadık" dedi. Davutoğlu şöyle dedi:

"Kesinlikle hiçbir zaman hiçbir gence ben potansiyel suçlu diye bakmadım hayatımda. Üniversitede öğrencim olan gençler hatırlarlar, her ideolojiden olurdu ve yüksek lisansa başlayacak öğrencilerime ben kendi makalelerimi verir, 'Önce beni eleştirin sonra ders yapalım' diye teşvik ederdim. Siz hepiniz bizim yaptıklarımızı taklit ederseniz ve sadece onunla yetinirseniz, yeni ve özgün düşünceler üretemezsiniz. Gençlere terörist diye bakan bir tutumu kesinlikle kabul etmem. Ama teröristler, eğer gençleri istismar ediyorsa o

teröristlerin önünü kesmek lazım çünkü biz 70'li yıllarda o tür çatışmalardan çok çekmiş bir nesiliz. Önemli ve güzel olan, bütün kesimlerden gençlerin bir araya gelip konuşabilmesi, bizlerle iletişim kanallarının olması ve farklı düşünceye her zaman toleransla yaklaşılabilmesi."

Davutoğlu, konuşmasının sonunda, selfie çubuğunu eline alarak, gençlerle birlikte selfie çekti.