Oltu Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Tabibi Dr. Dilek Şengül, verimin dünya tarihinin en eski ve en çok öldüren hastalıklarından biri olduğunu söyledi.
Verem hastalığına karşı toplumu bilgilendirmek ve bir farkındalık oluşturmak istediklerini belirten Dr. Şengül, veremin solunum yoluyla akciğerlere giren verem mikrobunun yol açtığı bulaşıcı bir hastalık olduğunu ifade etti.
Verem mikrobunun sıklıkla akciğerlerde görüldüğünü aktaran Oltu Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Tabibi Dr. Dilek Şengül, “Verem mikrobu tüm organları da tutabilir. Verem tedavisi günümüzde mümkün ve ucuz olmasına rağmen, dünyada hala büyük bir sağlık sorunudur. Tedavisine düzenli devam eden hastaların bulaştırıcılığı ortadan kalkar. Tedavisiz kalan ya da düzensiz tedavi alan hastaların bulaştırıcılığı sürer, hastalık ilerler ve ölümlere neden olabilir. Tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen verem hastasından öksürme, hapşırma veya konuşma esnasında ortama yayılan verem mikrobu içeren damlacıkların solunum yoluyla alınmasıyla bulaşır. Belirtileri 2-3 haftadan fazla süren öksürük, balgam çıkarma, ateş ve gece terlemesi, göğüs ve sırt ağrısı, nefes darlığı, kan tükürmek, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk ve halsizliktir. Bu belirtiler varsa vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” dedi.
Türkiye’de 2005 yılından bu yana veremle mücadelede önemli yol kat edildiğini aktaran Dr. Şengül, “Son yıllarda verem hastalığında yeni vaka görülme sayısı yüzde 35 azalmıştır. Ancak veremle mücadele de hedefimiz bu hastalığın tamamen ortadan kalkmasıdır. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre 2013’te dünya genelinde 9 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Bunlardan 1,5 milyonu ölmüştür. Yani günümüzde hala her gün 4 bin 100 kişi verem hastalığından ölmeye devam etmektedir. Dünya genelinde veremin kontrol altına alınamamasının en önemli nedenleri yoksulluk, sağlık personeli sayısının yetersizliği, yapısal sorunlar nedeniyle hastalara tanı konulamaması, ilaç yokluğu, yetersiz tedaviler ve ilaç direncidir. Uygun olmayan tedavi ve ilaçların düzensiz kullanılması tüberküloz mikrobunun ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden olmaktadır.” şeklinde konuştu.
Oltu toplum sağlığı merkezine bağlı verem savaş biriminin Erzurum’un 3 büyük verem savaş merkezinden biri olduğunu dile getiren Şengül, “Verem tanısı konduğu andan itibaren tedavi bitimine kadar verem savaş personeli ve aile hekimleri tarafından hastanın tedavisini yakından takip edilmekte, ilaçları ücretsiz verilmekte, bütün tetkik ve muayeneleri takip edilmekte, temaslı taramaları yapılmaktadır. Tetkik ve tedavi masrafları tümüyle devlet tarafından karşılanmaktadır. Unutulmamalıdır ki veremle mücadelenin en önemli bölümü, hastaların doğru tedavi edilerek bulaştırıcılığın önlenmesidir. 6 aylık ilaç tedavisinin en önemli noktası ilaçların 1 gün bile aksatılmamasıdır. Tedavisine uyum gösteren hasta kendi iyileştiği gibi çevresindeki insanlara bulaştırma riskini de ortadan kaldırmış olur. Veremin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu ve tedavi gören hastaların toplum için bir risk oluşturmadığı unutulmamalıdır. Tüberküloz hastalarının damgalanması, toplumdan dışlanması, işlerini, sosyal statülerini kaybetmeleri önlenmelidir. Verem savaş birimimiz 4-10 ocak verem savaş haftası nedeniyle tüm okullar, köyler ve sosyal tesislerde veremle mücadele eğitimleri düzenleyecektir” dedi.