Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yatırım ve istihdam çağrıları var... Üretimi artırmak için çeşitli kaynak aktarımlarının yani teşviklerin açıklanması da bu yüzdendi... Mesele, daha çok aş ve işti.. Ancak, asgari ücretin yüzde 50 oranında yükseltilmesi sonrasında, istihdamı artırmak bir yana azaltanlar vardı!.. Kimdi bunlar?.. Çoğu AK Parti iktidarının desteğiyle büyüyüp, zenginleşenlerdi... Yani, iş lafa gelince devleşenler, söz konusu para olunca cüceleşmişti... Küçük esnaf ve sanatkar ile KOBİ'lerden söz etmiyorum... Daha önce de yazdım... Küçük esnaf; kendisi geçim derdine düşmüşken ekmeğini paylaşma mücadelesi verdi, veriyor da... Böylesine erdemli davrananlardan Allah bin kere razı olsun!.. Ancak, AK Parti iktidarında "Karun" gibi zenginleşen bazılarının paylaşımı bırakın, işçinin elindeki ekmeği almanın hesabını yaptığını görünce; "Bu kadar da olmaz" diyesi geliyor insanın!.. Mesela, iktidara yakınlığıyla bilinen Evkur'dan onlarca insan neden işten çıkarıldı?.. Geçenlerde noter kapısında vekalet vermeye çalışıyorlardı... AK Parti iktidarına yakınlığıyla bilinen firma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına rağmen böyle davranıyorsa; bu "vefa"nın sirke markası ya da semt adından ibaret kaldığını, bir kere daha göstermiyor mu?.. Evkur'u geçelim de!.. YEDAŞ'a ne oluyor?.. Doğum izninde yüzde 40 engelli kadın işçinin işten çıkarılmasına ne diyelim?.. İşçi kadının, işverenin beklenmedik tavrı karşısında psikolojisi bozulunca, sütten de kesilmesi ve bebeği beslenemediği için hastaneye kaldırılması, vicdanları sızlatmıyor mu?.. YEDAŞ, AK Parti iktidarının desteği olmasaydı, Ziraat Bankası Samsun Şubesi'nden verilen milyonlarca krediyle elektrik dağıtımını alabilir miydi?.. Daha neler var, neler!.. İktidarın nimetlerinden yararlanarak "Karun" gibi zengin olanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yatırım ve istihdam çağrısına yanıtı bu mu olmalıydı?.. Kendi yağıyla kavrulan işletmelere "sözüm yok" demiştim... Ama iktidarın nimetlerinden yükselenlerin bu zor süreçte "çelme" atar gibi tavır içinde olmaları, bir anlamda "ihanet" sayılmaz mı?.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu gerçekleri anlatmayanlar da "ihanet sarmalı"nın bir parçası değil midir?.. Adeta "Alma dibinde büyüyen" bu sermaye ile ekmeğini bölüşen küçük ölçekli işletme sahipleri ve esnafın vefasının da hakkını vermek gerekir!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ekonomik kurtuluş mücadelesi" diye haykırırken, bu yapılan tavrı "değerler manzumesi" içinde anlamlandırmak, iktidar mensuplarına düşmez mi?.. AK Parti, bu zor süreçten başarıyla çıkmak istiyorsa, "yanar döner" adamlara değil, milyonları temsil edenlere sahip çıkmak zorundadır!.. Erdoğan, "Döviz bozdurun" dediğinde koşa koşa döviz bürolarına gidenler işte o insanlardı... Döviz kuru düştüğünde davul zurna ile oynayanlar da... Yani bu insanlar, memleket meselesinde üçü beşi hesap etmeyip, "Devlet-Millet" diyenlerdi!.. Hiç sıkıntısı olmadığı halde emekçinin aşına göz diken bu vefasızların; iktidardan umudu kestiklerinde saf değiştirmekte en önde olacaklarını söyleyebilirim... Geçmiş iktidarlar döneminde de böyle olmadı mı?.. "Paranın dini, imanı, milleti ve vatanı olmaz" diyen de Erdoğan'ın kendisi değil miydi?..