Samsunspor, maça çok hızlı başladı... Sağdan soldan bindirmeler… Samsunspor rakip kaleyi şut bombardımanı altına almış... Rakibe adeta top göstermeyen bir Samsunspor sahada vardı! Dakika 5 gol Hasan! Golden sonra Samsunspor’u kim durdurabilir? Yine Samsunspor atakları... Dakika 15, bu sefer sahneye Yasin çıkıyor. Skor 2-0... Bursaspor sahada yürüyor! Dakika 41, Tomane skoru 3-0 yapmaz mı?! Samsunsporlu futbolcular, futbolun sahada nasıl oynandığını bize gösteriyor... Bir takım bu kadar mı güzel top oynar! İşte bu, sahada aradığımız Samsunspor! Samsunspor rakibini adeta sahadan sildi! Dakikalar 54’ü gösterdiğinde bir de uykudan uyanmaz mıyım? Aaaa… Bir de ne göreyim? Bursaspor kalemize beraberlik golünü atmış. Meğer rüya görüyormuşum! Rüyada güzel futbol oynuyormuşuz... Samsunspor, bizleri maç izlerken uyku komasına sokuyor... Oynanan futbol karşısında başka ne yapabiliriz ki? Biz yazdıkça Samsunspor dibe vuruyor! Biz yazdıkça Samsunspor’un futbolu sahada yerlerde sürünüyor... Bu da futbolu bilenlerle aramızdaki anlayış farkı! Bir de adam gibi oynayın da bizi utandırın… Allah aşkına bizden başka bu ligde bu kadar kötü futbol oynayan takım var mı? Bu takım, takım olamamış diyorum ve de demeye devam ediyorum. Bu takım, futbol oynayamıyor diyorum ve de demeye devam ediyorum. Bu futbolcularla saha başarısı gelmez diyorum ve de demeye devam ediyorum. Bunlardan futbolcu olmaz diyorum ve de demeye devam ediyorum. Demememi istiyorsanız sahada bunu ispatlayın ben de kalemimi kırayım... Dünyada futbolun dili bir, dini bir, ırkı birdir… Futbolcu olan sahada çıkar azıcık da olsa topunu oynar... Eğer sahadaki futbolcular işlerini yapamıyorlarsa, bir yerlerde bir sıkıntı var demek. Bir tarafta Samsunspor var yani işveren. Diğer tarafta futbolcular var yani çalışanlar. Bizim Samsunspor (futbol anlamında) iflasın eşiğinde… Bir işyeri neden iflas eder? Ya patron personelinin maaşını ödemez çalışanın verimi düşer. Ya da çalışanlar emeklerinin karşılığını vermezler, patronlarını çalışıyoruz diye kandırırlar. Samsunspor’da bu gidişin nedeninin ne olduğunun kararını, okuyucuya bırakıyorum…