Mevcut 1.100 lira tutarındaki bayram ikramiyelerine zam yapılmayacağına ilişkin açıklamayla sarsılan emekli kara kara düşünmeye başladı.

Ödenecek ikramiyenin zamlı olacağı öngörüsüyle Ramazan Bayramı’nı umutla karşılamaya hazırlanan işçi, esnaf, memur emeklisi ile dul ve yetim; güvendiği dağlara kar yağmanın üzüntüsünü yaşıyor.

Şiddetli zam yağmuru karşısında çarşı pazar ve marketin yükselen fiyatları mutfağı aleve döndürürken, ikramiyeye “zam yok” açıklaması, milyonlarca kitleyi incitti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bayram ikramiyelerine olası zammın 25 milyar lira maliyet oluşturacağını bildirdi. Ve bunun karşılanamaz olduğunu savundu. Oysa, 2018 yılından bu yana 4 yıllık süreçte sadece 100 lira artış yansıtıldı ikramiyeye. Demek Hazine’nin kasası o denli boş ki 25 milyar lira bulunamıyor. Öyle yerlere bu tutarın 4-5 katı harcama yapılıyor ki. Her şeye para var gariban 13.6 milyon emekliye yok. Allah’tan reva mıdır sevinçlerini kursağında bırakmak, torunlarına harçlık verememenin ezikliği içine sokmak.

Siyasi irade tarafından “Devlette tasarruf yapılıyor, yeteri kadar kaynak yok, maliyeti artıyor” gerekçesi öne sürülüyor. Lakin öylesine paralar harcanıyor ki, insanın ağzı açık kalıyor. Emekliye gelince mi tasarruf, maliyet söz konusu oluyor! Neymiş efendim, ikramiyeye zam enflasyon sarmalına düşürecek olaylara yol açarmış. Sayın Bakan’a sormak gerekiyor, “Enflasyon almış başını gidiyor. Emekliye verilecek mini artış mı enflasyonun daha artmasına, hiperenflasyona mı sebep olur?"

Ülkemizin baş belası haline gelen, huzuru bozan milyonlarca sığınmacıya milyon dolarlar harcanırken, emekliye şiddetle beklediği zammı vermemek, vicdanları yaralıyor.

8 milyon emekli 2.500-3.000 bin lira arasında değişen aylıklarla geçinmeye çalışıyor. Temel gıda fiyatlarının ardından füze gibi fırlayan konut kiraları karşısında bu para ile kim nasıl geçinebilir? Sihirbaz olsa mucize gerçekleştiremez can yakan bu tablo karşısında. Ülkemizde emekli olmak, 4.900 liraya ulaşan açlık sınırının altında aylıkla yaşamak zor ama çok zor. Boşuna “gariban” nitelemesinde bulunulmuyor milyonlarca sabit ve dar gelirli kitleye.

İçinden çıkılmaz mevcut ortamda bir ölçüde soluklanabilmek için hiç olmazsa ikramiyelere hatırı sayılır oranda zam bekliyorlardı. Lakin o umutları boşa çıktı. El elde baş başta kaldılar...