Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin
birçok projesinin
ardı ardına
yargıya takılmasının
en önemli 
nedenlerinden
biri,
"istişare kültürü"nün
"Ben yaptım oldu"
egosuna
yenik düşmesindendir...
Oysa seçim öncesinde
projelerini
halka danışacağını ve çıkan karara göre
hareket edeceğini
söyleyen Mustafa Demir'di...
Hatta, İstiklal Caddesi'nin (Çiftlik)
araç trafiğine açılıp açılmaması
konusunda
esnaf arasında
bir oylama yaptırmıştı...
Bunun sonucunda da
caddeyi trafiğe açmıştı...
"Her şey halka sorulsun"
demiyorum elbette...
Ancak, bazı hallerde uzman kişilerin
yer aldığı meslek odalarının
görüşlerini almak gerekmez mi?..
Nitekim Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve 
Ziraat Mühendisleri Odası,
Demir'in projelerini yargıya taşıdı. Son olarak
Bafra Sebze ve Meyve Hali yerinin tarım arazisi olduğu
gerekçesiyle, yürütmeyi durdurma kararı verildi...
Cumhuriyet ve Saathane meydanlarında da
vatandaşlar, konuyu yargıya taşıdı ve
mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı verdi...
Alo 153 Kent Yönetim Merkezi'ni yeşil alan olarak tescil edilen
yere, ağaçları da keserek inşa etmenin bir manası var mıydı?..
Dünyanın öbür ucundaki bazı firmaların
bu tür iletişim
merkezlerinin Samsun'da olduğunu hatırlatalım...
Dağın başında bile olmasında
sakınca bulunmadığı halde,
bu merkezi sahile yapmak
niye?..
İlçe minibüs terminali ya da transfer merkezini de
"millet bahçesi" kapsamına alıp,
yargı engelinden kurtaranlar, o bölgede trafik keşmekeşi yaşandığında
ne yapacak, bilemiyorum...
Ciddi endişeler var!..
Gerçi ortaya çıkabilecek sorunu çözmek için
bir fırsat da yok değil!...
Uzmanlara danışıp,
şoför esnafıyla buluşarak,
çözüm konusunda
ortak aklı
yakalamak mümkün olabilir...
Ve Samsun'da imar planlarındaki değişiklikler
başta olmak üzere
geçmişten bugüne bazı önemli projelerin
hala tartışılması
"Ben yaptım oldu" mantığının izlerini taşır...
Ortak akıl, ancak istişarelerle
ortaya çıkar ve gelişir...
Elbette, en çok kendi aklını beğenenlerle
hiçbir ortaklık olmuyor işte...