Medyada oluşturulan
"Ucuzluk" algısıyla,
biz de 
Canik'teki 
ünlü AVM'ye gittik...
İhtiyacımız olan
şeyler için
mağaza mağaza gezdik...
Fiyatlarını önceden bildiğimiz
ürünlerin 
üzerindeki etiketleri
görünce,
hayretler içinde kaldık...
Mesela bir ay önce
baktığımız ve üzerinde
5 bin 500 lira yazılı
bir montun
etiketinde
fiyat, 7 bin küsur
liraydı...
Bir ayda
bu kadar artış olur muydu?..
Başka mağazalarda da
benzer
fiyat tezgahını
gördük...
Yüzde 50'ye varan
indirim ve 1 alana 1 bedava
gibi satış stratejisini
uygulayan
firmaların
çoğu, aslında önce
fiyatı bindirmiş, sonra indirmişti...
Yani bir
ürün,
kampanya öncesinde 5 bin liraydı. Üzerine
7 bin 500 liralık etiket yazıp,
sonra fiyatı
5 bin liraya düşürmekle,
yüzde 50 indirim gerçekleşmiş
oluyordu...
Pazar günüydü...
AVM'de iğne atılsa
yere düşmez, tabir edilecek bir kalabalık 
görmüştük...
"Çılgın alışveriş" buydu...
O sırada, rastladığım bir arkadaşla indirim-bindirim işini konuşurken,
ortaya koyduğu
görüşe katılmıştım:
"Vatandaş da bunun farkında ama
enflasyon yüzünden
almak zorunda kalıyor"
...
Yani, enflasyonda
satanlar değil,
alanlar karlı sayılırdı...
Sonra kendi kendime
söylendim:
"Hani, para yoktu"...
Siyasetinden ticaretine
bilimsel verilerle
yerine oturmayan tanımlamalarla;
bu ülke insanını 
tahlil etmek zor!..
Dış kaynaklı
toplumsal dizayn çabaları,
işte o yüzden
başarısız kalıyor...
"Yurdum insanı"
her şartta,
bir fırsatını bulup,
çaresiz kalmıyor...
"Çılgın Türkler"
ifadesi de boşuna
değil bence...