Allah Rasulü’nün siretinden bir alıntı ile yazıma başlamak isterim. Peygamber Efendimizin itikafı ile ilgili Hz. Safiyye validemiz şöyle anlatıyor:
"Hz. Peygamber mescitte itikafta iken bir gece ziyaret maksadıyla yanına gittim. Bir müddet kendisiyle konuştuk. Sonra geri dönmek üzere kalktım. O da beni evime getirmek için benimle beraber kalktı. Hz.Safiyye'nin evi Üsame b. Zeyd'in arsasında idi. Ensardan iki kişi oradan geçiyordu. Rasûlullah’ı görünce süratlendiler.
Rasûlullah:"Yavaş olunuz, yanımdaki eşim Huyey'in kızı Safiyye'dir."dedi. Onlar: "Sübhânallâh! Yâ Rasûlallah, bu da ne demek. (Biz sizden şüphe mi ediyoruz)" dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu:
‘’Şüphesiz şeytan insanın damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşır. Ben onun, sizin kalbinize bir kötülük atmasından korkarım

    Peygamber Efendimiz Medine'de hicretin ikinci yılında ramazan orucunun farz kılınmasından itibaren ömrünün sonuna kadar her ramazan ayının son on gününde itikafa girmiştir.

    Nitekim Hz. Aişe validemiz Peygamber Efendimizin itikafa girmesiyle ilgili şöyle demiştir: Hz. Peygamber vefat edinceye kadar Ramazanın son on gününde itikafa girer ve şöyle derdi:“Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayınız!” Hz. Peygamberden sonra zevceleri de itikafa girmiştir..

    Ramazan ayının son on gününde Peygamber Efendimiz’in sünnetine uyarak günümüzde
bu uygulama İslam dünyasında canlılığını koruyarak devam etmiştir.

    Sözlükte "ibadet veya başka bir gaye için bir yerde kendini tutmak, kalmak; insanlardan tenha bir yerde kalmak, bir şeye bağlanmak" gibi anlamlara gelen itikâf, dinî bir kavram olarak, ibadet niyetiyle ve kurallarına uyarak inzivaya çekilmek demektir.
İtikaf yapmak isteyen kişi, itikaf niyetiyle mescit veya mescit hükmündeki bir yerde kalmaya başlayarak itikâfa girmiş olur. Vaktini namaz, Kur'ân tilâveti, dua, zikir ve tefekkür gibi ibadet ve taatlerle veya dinî bilgi ve kültürünü artıracak sohbet ve okumalarla değerlendirir.

    İtikâfa niyet edilmiş olmalıdır. Buna göre niyetsiz olarak yapılan bir İtikâf geçerli değildir. Çünkü bunun bir ibadet olabilmesi niyete bağlıdır

    İtikâf, mescit de veya o hükümdeki bir yerde yapılmalıdır. Şöyle ki: İçinde cemaatle namaz kılınan herhangi bir mescit de İtikâf yapılabilir. Kadınlar da kendi evlerinde mescit edinilen veya mescit olarak ayıracakları bir odada itikâf da bulunurlar. Kadınların evlerinde itikâfları da her türlü fitne ve fesat düşüncesinden beri olacağı cihetle mescitlerden ziyade evde itikafa girmeleri örfe daha uygundur


    İtikâf yapan, Müslüman, akıllı ve temiz bulunmalıdır. Onun için Müslüman olmayanın, delinin, cünübün, hayız ile nifastan temiz bulunmayanın itikâfı olmaz.

    İtikâf kişiyi dünyevi meşguliyetlerden alıkoyarak Rabbine yaklaştırır ve daha çok ibadet yapma fırsatı sağlar.

    Tefekkür dünyamızın gelişmesine, geçmişimizin muhasebesinin yapılmasına, ibadetlerde yoğunluğa ulaşılmasına, hele hele son on günün tekli gecelerinde aranması gereken Kadir Gecesinin ihya edilme imkânının yakalanmasına ortam hazırlar. itikâf bizler için gerçekleştirilmesi gereken bir sünnettir.

    Bu vesileyle, Ramazan ayını daha iyi ihya etmek için itikafa giren kardeşlerimizin itikafı mübarek olsun. Rabbim kendi rızasına uygun işlerle meşgul olmayı bizlere nasip etsin.

             KADRİYE TOKAR YILMAZ
           İLKADIM İLÇE VAİZİ