Merhaba kıymetli okuyucularım; bir aile danışmanı, toplum bilimci, eğitimci ve emekli asker olarak hayatın çeşitli alanlarında nefes alarak mücadele verdim.

Bu görevlerde bulunduğum süreçte de önce insan dedim.

Nedeni ise; insanların hayatına değişimine ve gelişimine destek verenlerin yanı sıra, bilinçsiz gündelikçi bakan yaşam alanlarını yok edenleri de gözlemledim.

Elde ne var derseniz? 

Yaşanmışlıklardan tutabildiğimiz değer ve ederler var...

Siz saygıdeğer okurlarıma yazımın başlığını YOKLUĞUN KIYMETİ olarak belirtmiştim.
Neden yokluğun kıymeti? 
Geçen hafta 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Servisi'nde bir hafta tetkikler için yatış yaptım.   
Tek kişilik oda olmadığı için iki kişilik odada misafir edildim. Orada iki böbreği iflas etmiş olan genç bir hastamız vardı. 
Hastamız ben gittiğimde on gündür tetkik ve tedaviye devam ediyordu. Ancak hastamızdan bir parça alınıp Ankara’ya PATOLOJİYE gönderilmiş ve sonucu bekleniyor bir taraftan da klasik kontrol ve serumlar takılıyordu.
Neyse büyük gün geldi. Nedeni o gün ilgili doktorumuz tarafından yapılması gerekenler belirtilecekti. 
Hocamız kendisine kanser olmadığını fakat böbrek nakli yapılması gerekir dedi.
İnan o an eşinin gözyaşları hastadaki o çöküşün tekrar dirilişini gözlemledim. 
Neyse hocalar gittikten sonra o aile içi mutluluğa nasıl şahit oldum onu anlatmak isterim. 
Aile geniş aile kız kardeşleri ve abileri geldi. Orada yaşanmışlık ve yaşanacaklar anlatıldı. 
Doktora şunu söyledi en az orada bulunan beş kişi biz hemen hazırız böbreğimizi vermeye düşünün yengeleri bile ben veririm diyor. 
Bir ara baktım kız kardeşi odaya ağlayarak geldi ne oldu dedim. Ben böreğimi vermek istiyorum fakat benden değil bir başkasından alacaklar demesi, beni hem duygulandırdı hem de ne aileler var dememe neden oldu. 
Düşünün insanlar böbrek bulmak için ne mücadele verilirken, böbreklerini veremediği için ağlayan bir kardeşe şahit oldum. Allah kimseyi sağlığından etmesin ama böyle birlikteliğe özlemle imrendiğimiz ailelerimizin varlığının artmasıdır. 
Neyse hastamıza doktor taburcu olacağını ve böbrek nakli için ailede bulunanlardan dokusu uyan birinden doku nakledileceği belirtildi. Allah bağışlasın üç de çocukları var o an hasta olan beyin eşi benim dokum uyarsa ben veririm dedi hoca ona kan grubunu sordu oda söyledi olabilir deyince eşine dönüp tamam ben sana böbreğimi vereceğim demesi de beni ayrıca duygulandırdı.
Allah böyle birbirini tek parça görebilen aileler oluşturmayı nasip etsin...
O arada bana haber verildi tek kişilik oda boşaldığını belirtiler ben de tek kişilik odaya geçerken aileyle vedalaştım.
Kendilerine bu anlamlı yok olmaya yüz tutmuş birlikteliği paylaşacağımı belirttim. 
Gelelim benim hastalık hikâyeme böbrek üstü tetkikler için altı gün boyunca tahlil alınana kadar çay, kahve, simit meyve ve tatlı dâhil olmak üzere her şey yasak nedeniyle o diyette geçenleri yemedim.
Sadece tuzsuz verilen yemekleri yedim. Bir hafta sonra tahlil sonuçları almak ve açıklanmak üzere taburcu edildim.
İnanın biz Karadeniz halkı hele bir de VEZİRKÖPRÜLÜ semaveriyle meşhur bir yörenin insanı olarak önümde gördüğüm o gevrek simit ile buram buram kokan çayı içemedim.
İnsanın beden sağlığı varlığı her şeyin ötesinde... 
Sonuç olarak; doktorlarımızın kıymetini bilelim onlar bizim oksijen çadırımızdır. 
19 Mayıs Tıp Fakültesi ENDOKRONOLOJİ SERVİSİNDE görev yapan doktor, hemşire ve temizlik görevlileri de dâhil olmak üzere insana pozitif tavırlarıyla şifaya etki ediyor...
Benim gözümde her biri kıymetli bir halk sağlıkçılarıdır. Hepsine sonsuz  teşekkürlerimi iletim. 
Ayrıca hepimize birbirleriyle böbreklerini daha doğrusu bir uzvunu vermek isteyen bir aile bir de bunun tam tersi olan aileler var. Bu gözlemlediğim değerlerin duygudaşlığının yapılmasını temenni ederim.
İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)   
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN)
Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. ( Kazım İLHAN )
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim... 
Hoşça kalın...
KAZIM İLHAN
SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMANI