Serinlemek hayatınıza mal olmasın

Abone Ol

Yaz aylarıyla birlikte serinlemek için denizlere, göllere, havuzlara akın ediyoruz. Tatil beldeleri kalabalıklaşıyor, çocuklar suyla oynamanın keyfini çıkarıyor. Ancak ne yazık ki her yaz, boğulma vakalarıyla sarsılıyoruz. Göz göre göre gelen bu trajedilere karşı artık daha bilinçli olmamız gerekiyor.

Boğulmaların büyük bir kısmı aslında önlenebilir. En sık karşılaşılan nedenler arasında yüzme bilmemek, cankurtaran olmayan bölgelerde denize girmek, çocukları gözetimsiz bırakmak ve suya alkollü ya da yorgun şekilde girmek yer alıyor. Özellikle akarsular ve dalgalı denizler, yüzme bilenler için bile ciddi riskler taşıyor.

Çocuklar için dakikalar bile çok önemli. Bir çocuğun suyun içinde sessizce boğulması sadece birkaç dakika sürer. Boğulmalar, genellikle bağırarak değil, sessizce gerçekleşir. Bu yüzden, “birkaç dakikalığına gözümü ayırdım” demek bir hayatı kaybetmekle eş anlamlı olabilir.

Aileler, çocuklarını küçük havuzlarda bile yalnız bırakmamalı. Yetişkinler ise kendi güvenliğinden sorumlu olmanın ötesinde, çevresindekilere karşı da sorumludur. Can yeleği kullanımı, güvenlik şamandıraları, ilk yardım bilgisi ve su güvenliği kurallarına uymak, hepimizin görevi olmalı.

Sadece denizde değil, baraj gölleri, sulama kanalları ve nehirler de ölümcül tuzaklar olabilir. Bu bölgeler yüzmeye uygun değildir. Ne yazık ki her yaz özellikle kırsal kesimlerde bu tip sularda yüzen çocukların hayatlarını kaybettiğini duyuyoruz.

Yetkililere de büyük görev düşüyor. Denetimsiz alanlarda uyarı levhalarının artırılması, cankurtaran hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve özellikle çocuklara yönelik yüzme eğitimlerinin teşvik edilmesi gerekiyor.

Sonuç olarak; su, hayat verir ama aynı zamanda dikkat edilmezse hayat alır. Tatilin keyfini çıkarırken, güvenliğimizden ödün vermeyelim. Biraz dikkat, bir hayat kurtarabilir.

Unutmayalım: Boğulmalar kader değil, ihmalin sonucudur.