ŞEKER GİBİ DEĞİL

Abone Ol

Şeker, çocukluğumuzdan beri hepimizin en sevdiği yiyeceklerdendir. “Sana şeker vereceğim” diye her çocuğu sevindirebiliriz. Tadıyla şeker en büyük hediye, en büyük ikramdır.
Çayımıza şeker atarız; şekerli çikolata, şekerleme elimizin altında olup sık sık kendimize ödül olarak seçtiğimiz yiyeceklerdendir. Reçel, marmelat, pekmez sabah kahvaltılarımızda olmazsa olmazlardandır. Hele bir de kutsadığımız bal yok mu? Kestane balı, Anzer balı gibi çok abarttığımız tatlı çeşitleri, baklavalar, hamurlu tatlılar ağzımızın suyu akarak istediğimiz, sevdiğimiz yiyeceklerden değil midir?

Şeker, kalorisi yüksek bir gıdadır. Özellikle çok enerji harcayanlar şekerli gıda tüketerek ihtiyacı olan kaloriyi telafi ederler. Ancak şekerin sadece boş bir kalori olduğu ve insan vücudu için çok gerekli olmadığı, hatta fazla tüketilmesi durumunda sağlık problemlerine yol açtığı artık bilinmektedir.

Çocuklarda şeker, diş çürümelerine yol açar. Şeker ile kalori ihtiyacının bir kısmını giderdiği için iştahı kapanır ve ihtiyacı olan diğer gıdalardan yeterince alamazlar. Bu bakımdan çocuklara çok şeker yedirilmesi tavsiye edilmiyor. Hele son günlerde “çocukları şekerden uzak tutun” şeklinde bilimsel bilgiler var.

Şekerin insan bedeni için alışkanlık yaptığı, beyindeki haz merkeziyle ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Onun için şeker bağımlılığından söz etmek mümkündür. Şeker yemediğinde kendini kötü hisseden, şeker arayan birçok insan tanıyorsunuzdur. Şekerin insan sağlığı için bir olumsuz tarafı da; endüstride kullanılan şekerlerin früktoz bazlı şekerler olduğu ve bunların genetiği değiştirilmiş ürünlerden elde edildiği bilinmektedir. Früktoz bazlı şekerlerin karın yağlanması yaptığı, obezite için bir neden olabileceğine dair görüşler vardır.

“Ağzımızın tadını kaçırdın” diyenler olabilir. Ama şunu unutmamak gerek: Şeker hastalığının ve obezitenin bir salgın halinde olduğu, kalp damar hastalıklarının en büyük ölüm nedeni olduğu günümüzde sabahleyin marketten aldığınız şekerli içecekle güne başlayıp, çikolata ve adları oldukça çekici, albenili gofret, çikolata, bisküvi ile günü sürdürüp, akşam evde Anzer balı, baklava, reçel, ekşi pekmez tüketenlerin şeker hastalığı ile çok yakın dost olduğu unutulmamalıdır.

Bir makalede Dr. Saurabh Sethi, şeker tüketiminden sadece uzak durmanın görünür sağlık etkileri doğurabileceğini belirtiyor. Daha doğal ve sağlıklı bir görünüm elde edildiğini, göz çevresindeki şişkinliğin azalacağını, karaciğer yağlanmasının gerileyeceğini, göbek çevresindeki yağlanmanın azalacağını bildiriyor. Bilimsel makalesinde ayrıca şekerden uzak durmanın bağırsak mikrobiyomunu güçlendirdiğini, bunun da sindirimi kolaylaştırarak besinlerin daha iyi emilmesini sağladığını ifade ediyor.

Kısacası, şekersiz beslenme ile daha iyi bir sağlığa ulaşabilirsiniz! Denemek kolay. “Şeker gibi” sözü artık iltifat değil… Bilesiniz, şeker artık zararlı.

“Daha az şeker, daha çok sağlıklı yaşam.”
Şekersiz hayat, daha az obezite, daha az şeker hastalığı, daha az kalp ve damar hastalığı demektir.