Usandık her gün sağlıkçıya ve eczacılara yönelik saldırı haberlerini izlemekten, okumaktan. Yobazların iğrençliklerini içimiz acıyarak izlerken insanlığımızdan utanıyoruz.
Öylesine çıldırmış ki saldırganlar, özveriyle görevini yapan sağlık emekçilerine şiddet uyguluyor. Hastane, aile sağlık merkezleri ve eczanelerde terör estiriyorlar. Üstelik kendilerini arsızca savunuyor ve haklı görüyorlar. 
Toplumsal şiddet, her yeri sarmış durumda. Sadece sağlıkçılara değil, toplu ulaşım aracı sürücülerine, trafikte bitmeyen kavgalar ve dayaklar, mafyanın karşılıklı silahlı çatışmaları, sokakta omuz atmaktan işlenen cinayetler ve yitirilen canlar. Sokağa çıkmaktan korkar hale geldi yurttaş.
Aklıselim yurttaş, “Aman başıma bir şey gelmesin, birileri bana bulaşmasın”  diyerek çekiniyor. Güvenlik görevlilerinin müdahalesine rağmen, şiddetsever cahiller, her an patlamaya hazır bomba gibi kentlerde geziniyor.   
Hekimler ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, alınan önlemlere karşın sürüyor. Bir türlü dindirilemedi utanılası vahşet. Bu kadar mı kolay mesai kavramı olmaksızın hastalara şifa dağıtan sağlık ordusuna ellerin kalkması. İşledikleri suçun ardından kesinlikle salıverilmemeli. Zira cesaretleniyorlar.
Sağlık-Sen’in araştırmasına göre 2022 yılında sağlıkçılara karşı 249  şiddet olayı yaşanırken, 2 sağlık emekçisi yaşamını yitirdi. 494 saldırgandan 202’si hakkında adli işlem yapılmazken, 141’i gözaltına alınıp serbest bırakıldı. 96’sı tutuklandı, 53’ü hakkında adli sorulturma başlatıldı.
 Geçen temmuz ayında Konya’da görevli hekim Ekrem Demirkaya bir hasta tarafından acımasızca öldürüldü. Eylül ayında Esenyurt Devlet Hastanesi’nde yine hasta yakınlarının bıçaklı saldırısına uğrayan güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan yaşamını yitirdi.
Önceki yıllarda da hekimler katillerin saldırısı sonucu hayatlarını kaybetmişti.
“Beyaz Kod”, cezaların yüzde 50 oranında artırılması, sağlıkta şiddettin kamu davası niteliğine dönüştürülmesi, bu alandaki suçların katalog suçlar arasına alınması gibi önemli adımlar atıldı. Ne ki sağlıkçıya şiddet sonlanmadı.
Sağlıkta Şiddet Yasası'na karşın saldırganların adli mercilerce serbest bırakılması sağlık emekçilerini incitiyor. Kuşkusuz saldırganları cesaretlendiriyor. Savcı ve polise önemli görevler düşüyor.
Sağlık Bakanlığı’nın da sorumluluğu var şiddetin önlenmesinde. Bu kapsamda x-ray cihazlar ivedilikle tüm hastanelere yerleştirilmeli, güvenlik görevlilerinin yetkileri ve eğitimleri artırılmalı. Hasta ve hasta yakınlarının hastanede bekleme alanları ayrı tutulmalı. Şiddet olaylarının en çok gerçekleştiği acil servislerde ek güvenlik önlemleri alınmalı. 
Sağlık emekçilerine yönelik şiddet kanayan yaraya dönüştü. Yaranın iyileştirilmesi için saldırganlara kesinlikle ödünsüz hak ettiği cezaların verilmesi, toplumsal bilincin yükseltilmesi, sağlık emekçilerine sahip çıkılması, saldırgana tepki gösterilmesi gerekiyor...