Bir yerde
rüşvet ve yolsuzluk
iddiaları
ayyuka çıkmışsa;
kurumun başkan ya da
müdürü,
bu olayı soruşturup gereğini yapmak
zorundadır!..
Yoksa, kamuoyu
çirkin
çarkın içine
onları da atar!..

"Çalmayacağız çaldırmayacağız"
söylemini, her fırsatta
tekrarlayan Atakum Belediye Başkanı
Cemil Deveci,
aralarında bir belediye başkan yardımcısı ile bir birim amiri olan
3 personel
hakkında, vatandaşlardan
gelen belgeli bir ihbarı
derhal
değerlendirerek;
usulsüzlük, yolsuzluk ve rüşvet iddiası
üzerine soruşturma açtı...
Üç belediye personelinin
suçlu olup olmadığına,
elbette yargı karar verecektir!..
Ancak, "çalmayacağız çaldırmayacağız" söylemini
sıklıkla kullanan
Deveci, bu iddiaları sürüncemede
bıraksaydı,
kendisiyle çelişir;
eskilerin deyimiyle
"şüyuu vukuundan beter"
birtakım söylemler,
ortaya çıkardı...
Sonrasında da
belediyede
iş yapmak ya da 
yaptırmak mümkün olmayacaktı...
Halkın oylarıyla
o koltuklara oturan
belediye başkanları,
böylesine iddiaların üzerine gitmediğinde;
kendilerinin de zan altında
kaldığını
geçmişte yaşanan benzer olaylarda
gördük!..
Deneyimli bir hukukçu olan
Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci'nin
bu davranışı,
o yüzden örnek olmuştur!..
Bunu ifade ederken,
böylesi soruşturmaların
söylentilere göre değil,
belge ve bilgilere
dayalı olarak başlatılması
"adil" bir
yaklaşımdır!..
Zaten, iddiaların odağında olanlar,
yaşantılarıyla
kendilerini açığa vermektedir...
Mesela,
belediyede aldığı maaş 
belli olan
bir çalışan;
varlıklı ailesi
bulunmadığı halde,
kısa sürede lüks otomobil
ve konut alabilir mi?..
Başkan ya da müdürler,
mahiyetinde böylesine tipler varsa,
onları bulup gerekeni yaptığında;
kendileri de
zan altında kalmaktan kurtulur!..
Benden söylemesi...