Türkiye’de çiftçilikle uğraşan ve 92 yılından beri İsveç - Türkiye arası mekik dokuyan Ümit Karakeçili, 2009 yılında böbrek yetmezliği çekmeye başlayınca İsveç’te evinin bulunduğu Falun şehrinde tedaviye başladı. Boyun damarı içinde bulunan ve kalbe uzanan katater çıkarılmak istenirken kırılınca bir kısmı içerde kaldı.

Karakeçili 2013 yılında kadavradan böbrek nakli oldu. Nakilden sonraki yıllarda Karakeçili’nin durumu daha da ciddileşti. Damarındaki katater sürekli bir enfeksiyona neden olduğu için her gün antibiyotik kullanmak zorunda kaldı. İsveç’teki doktorlar kataterin damarlara yapıştığını ve hayati riskinin olduğunu belirtip ameliyatı yapamayacaklarını söylediler.

Karakeçili bu kez daha kapsamlı bir hastanesi olan Uppsala şehrine taşındı. Oradaki doktorlar da hayati riskinin olduğunu söyleyerek ameliyattan yana olmadıklarını söyledi. Nakil olduğu böbreği de bozulan Karakeçili’nin tekrar nakil olması gerekti. Ancak içindeki kataterin neden olduğu rahatsızlıklar yüzünden bu imkansızdı.


Karakeçili Türkiye’ye dönerek doktor araştırması içine girdi. Bahçelievler’deki Medicana Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Süleyman Özkan’la iletişime geçti. Doktor ameliyatı yapabileceğini söyledi. Karakeçili 10 Ekim günü İstanbul’da ameliyat oldu. 8,5 yıldır kalbinin içine uzanan kataterden başarılı bir operasyonla kurtuldu.

Taburcu olacağı gün hastanede Hürriyet’e konuşan Ümit Karakeçili şunları anlattı:
“Süleyman beyin çıkardığı katater 2009 yılında İsveç’te bana takılmış, çıkarmak isterken de kırılıp içimde kalmıştı. Oradaki doktorlar hayati riskimin olduğunu belirtip bunu çıkaramayacaklarını söylediler. İki hastane de bunu söyledi. Ama katater beni yavaş yavaş öldürmeye başlamıştı. Nakil olan böbreğimi de durdurdu. Damarlar tıkandı. Yüzüm gözüm şişti. Nefes zor alıyordum. Sürekli enfeksiyon vardı. Yıllarca kullandığım antibiyotik de beni mahvetti. Oradaki doktorlar ‘vücuda yapışmış, çıkaramayız, ölüm riski var’ dediklerinde onlara ‘Beni resmen ölüme terk ediyorsunuz siz’ dedim. ‘Sen ömür boyu antibiyotik kullanacaksın, diyalize gireceksin’ dediler. İsveç gibi bir yerde inanamadım bunu duyduğuma. Kimse inanmadı aslında.  Oradayken her iki hastaneye de dava açtım. Bizim kusurumuz yok demişler. Olur mu öyle şey beni göz göre göre ölüme terk ettiler. Şimdi gidip bu ayıbı onların yüzlerine vuracağım. . Kataterin çıkarılabildiğini göstereceğim onlara. Ölümle yarışıyordum. İsveç’in yapamadığını Türkiye yaptı. Süleyman bey yaptı. Önümü açtı, artık böbrek nakli olabilirim. Niyetim ikinci böbrek naklimi Türkiye’de olmak.’'


Prof. Dr. Süleyman Özkan hastası ve durumuyla ilgili şunları anlattı:
“Katater miadı dolunca çıkarılır. Uzun süre hastanın içinde kalamaz. 8 sene beklemezsiniz. Çünkü sertleşir, yapışır ve neredeyse imkansızdır çıkarmak. Oradaki doktorlar katateri çıkarmak isterken kırmışlar ve bir kısmı içinde kalmış. Hasta onunla 8 yıl yaşamış. Kalbinin içinde bu yabancı plastik madde durduğu için sürekli mikrop üretiyor. Bu nedenle de nakil yapılamıyor. Hastanın nakil şansını yok ediyorlar. Biz boyun damarından girerek 15 cm’lik katateri çıkardık. Sürpriz olarak ne olduğunu anlamadığımız iki parça daha çıktı. Kataterin ucu parçalanmıştı. Mikrop eritmiş. Hastanın şimdi böbrek nakli için ikinci bir şansı oldu.”

Kaynak: Hürriyet