AK Parti Adana Milletvekili A. Adayı Emine Karaköse, toplumsal hayatın her kademesinden kadınların daha çok yer alması gerektiğinin söyledi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir açıklama yapan Karaköse, Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olmayı hedeflediğine dikkat çekerek “ Ülkemizin, bu yolda en çok emek sarf edenleri kadınlarımız olacaktır. Kadınlarımızın eğitime, ekonomiye, siyasete ve toplumsal hayatın her alanına daha fazla katılımı, toplumsal gelişmenin bir gereğidir. Bu gerekliliğin ışığında, Mecliste de kadınlarımızın sayısının artması gerektiğine inanıyorum. Biz sadece sokakta ki şiddete dem vurup, onları tartışıyoruz. Oysa şiddetin en vahimi maalesef Meclis çatısı altında yaşanıyor. Toplum olarak kadının bulunduğu ortamda öfkemizi daha çok kontrol edebiliyoruz. Onun için şiddeti engellemeye Meclisten başlamak ve oradaki sayımızı artırmak lazım” dedi.
“PEYGAMBERİMİZDE KADINI AŞAĞILAYAN İDEOLOJİYLE MÜCADELE ETMİŞTİR”
İnsanlığa en büyük rehber olan Hz. Muhammet’in hayatındaki uygulamalarına da dikkat çeken Karaköse, şöyle devam etti:
“Peygamber Efendimizin hayatını incelediğimizde görüyoruz ki, Hz. Muhammed en büyük mücadelelerden birini kadını aşağılayan, hatta insan yerine koymayan bir anlayışa karşı vermiştir. Diri diri toprağa gömülen kadını oradan çıkarıp, ayaklarının altına cenneti sermiştir. Günümüzde kadını meta olarak gören bir anlayış var. Öncelikle bu anlayışı tedavi etmeliyiz. Karşımızda kadın ve erkek değil, insan olduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz. Yaratılış gayesi bakımından insan insandır. Sadece sorumluluklar açısından kadın ve erkek olarak ayırt edilir. Ancak Allah’a kulluk bakımından, yaratılış gayesi bakımından, yeryüzünü imar etmek bakımından, yeryüzünde hakkı, hakikati, ahlakı, fazileti yerleştirme bakımından, ilim tahsil etmek bakımından, ticaret ve ülke yönetiminde yer almak bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur. Bu farkı kim ortaya koymaya kalkarsa o ideolojiye teslim olmuş demektir. Unutmamamız gereken bir noktada, nüfusumuzun yarısı kadındır, diğer yarısını doğuranda kadındır. Bu açıdan baktığımızda da kadınlarımız çok önemli bir konumdadır. Kadın sorunu ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bir konudur. Kuşkusuz sorunun çözümü için Sivil Toplum örgütlerinin de¸ üzerine düşeni yapması gerekmektedir.”