Elitaş, Hollanda hükümetinin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik skandal tavrına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Referandum sürecine gidilirken yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlara aydınlatıcı bilgi vermek için AK Partili çeşitli yetkililerin bundan önce olduğu gibi AB'nin çeşitli ülkelerine gittiğini söyledi.

Yaşanan olumsuz sürecin Almanya'nın farklı tavırlar sergilemek suretiyle başladığını anlatan Elitaş, ardından Belçika ve Avusturya'nın diplomatik teamüllere uymayan, diplomatik ahlakı tamamen bir kenara iten çirkin açıklamalarıyla devam ettiğini dile getirdi.

Son olarak Hollanda'nın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın konsolosluk ziyaretinde çirkin bir saldırı ortaya koyduğunu belirten Elitaş, polisin, kontrolündeki köpekleri vatandaşların üzerine saldırtılmasını ayrıca üzüntü ile karşıladıklarını aktardı.

AB sürecinde 50 yıldan fazla bir zamandır üzerine düşen her türlü sorumluluğu tüm engellemelere rağmen yapmak için gayret gösteren Türkiye'ye, Hollanda'nın yaptığı davranışın bardağı taşıran son damla olduğunun altını çizen Elitaş, şöyle devam etti:

"Diplomatik krizin zirve yaptığı bir süreçtir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir bakanının konsolosluğa girmeye çalışmasına engel olunması hiçbir şeyle açıklanacak bir durum değildir. Hollanda'nın 400 yıldan fazladır Türkiye ile arasındaki diplomatik ilişkiyi normal hale döndürebilmesi için bir an önce hem Türkiye devletinden hem vatandaşlardan hem de Sayın Bakan'dan özür dilemesi gerekir. Aksi halde bu süreç iki ülke arasındaki ilişkileri donma noktasına doğru götürecektir."

Elitaş, AB ülkelerinin, Hollanda'nın diplomatik sınırları zorlayan ve çirkinleşen bu yaklaşımını derhal gözden geçirmesini, bu yaklaşımı kınadıklarını ve Hollanda'yı özür dilemeye davet etmesinin artık zaruret haline geldiğini söyledi.

Avrupa'nın başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde Türkiye'de oy kullanma hakkına sahip 5 milyondan fazla insanın bulunduğuna dikkati çeken Elitaş, şunları kaydetti:

"Bu insanların büyük bir kısmı da Almanya ve Hollanda'da yaşıyor. İnsanların oylarını kullanırken ne yönde 'evet' diyeceklerinin ya da ne yönde 'hayır' diyeceklerini anlatabilmenin yolu, yöntemi bu toplantılardır. PKK terör örgütünün üyelerini bağrına basan, Türkiye'yi bölmek için gayret gösteren kim varsa onlara her türlü imkanı, fırsatı tanıyan AB'nin belirli ülkeleri, maalesef siyasi bir faaliyetle insanları aydınlatmak için yapılan bir gayreti, iyi niyetli yaklaşımı engellemeye çalışarak demokrasiye uygun olmayan gayret göstermişlerdir. Sanki Nazizmin hortladığını, faşizmin ayak seslerini AB'nin belirli üyelerinde duyar gibi oluyoruz. İnsanlık adına, utanç verici bir görüntüdür, şiddetle kınıyor, lanetliyorum."

 CHP'li Altay'ın açıklamaları

Mustafa Elitaş, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın basın toplantısına ilişkin de değerlendirmede bulundu.

Altay'ın gündeme getirdiği meseleler arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da yaşadıklarının da bulunduğunu belirten Elitaş, şöyle konuştu:

"Sayın Altay, açıklamasında Hollanda hükümetine bir tepki doğurmaya çalışırken hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nı hem de hükümeti eleştiren bir yaklaşım ortaya koymuştur. Altay'ın açıklamasına bakınca sanki yapılan çirkinlikler Türkiye'ye karşı değil Hollanda'nın yaptığı aymazlığı, bu çirkin yaklaşımı destekleyen bir açıklama olmuştur ki bu da hakikaten yadırganacak bir durumdur. Kendi partilerine mensup kişilerin 'hayır' için gidip kampanya yapmalarına fırsat veren AB ülkelerinin, 'evet' kampanyası için gidenlerin önünü kesmesini sanki alkışlayan bir açıklama olmuştur. Bu değerlendirmeyi hayretle karşıladım doğrusu."

Altay'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarı ve Başbakan Binali Yıldırım'a yönelik söz konusu üslubunun kendisine yakışmadığını belirten Elitaş, "Sanki yaptığı konuşma akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişinin yaptığı konuşma gibi değerlendiriyorum. Üzüldüğümü de paylaşmak istiyorum. 55 milyon seçmen her türlü oyu verebilir. Bu vereceği oy hepimizin kabullenmesi gereken başımızın tacı bir durumdur. Bu konuyla ilgili yapılan gayretleri çirkin bir şekilde değerlendirmek siyasi parti grup başkanvekiline yakışan bir durum değildir. Umarım CHP yetkilileri de bu çirkin davranışı dikkate alacak, gerekli uyarıları yapacaktır." ifadelerini kullandı.