Yeni torba yasada,

şirket haberlerine ilişkin

bazı kısıtlamalar

getirilmesi

medyada tartışılıyor...

İlgili maddede; "Basın Kanunu’nda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından birisi vasıtasıyla bir şirketin itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz. İsimleri belirtilmese dahi şirketlerin güvenilirliği konusunda kamuoyunda tereddüde yol açacak veya şirketlere duyulan güveni sarsacak veya şirketlerin mali bünyelerinin olumsuz etkilenmesine neden olabilecek nitelikte asılsız haberler yukarıda belirtilen araçlarla yayılamaz" deniliyor...

Bazı basın meslek kuruluşları,

buna karşı

çıkıyor...

Endişeleri var ama

bu memlekette

birçok şirket,

iftira niteliğindeki

yayınlarla

şantaja

uğrayarak,

karalanmak istendi...

Aleni para

talebinde

bulunmaları

telefon tapelerine

bile yansıdı...

Para vermeyerek direnenler,

kamuoyu önünde

itibarsızlaştırılmaya

çalışıldı...

Mahkeme kayıtları ortada...

Bu yayınları

yapanların

birçoğuna da

hapis cezaları verildi...

Özellikle

sağlık, inşaat ve gıda sektöründeki

firmaların

başına gelen

kurgu haberleri

unutmadık!..

Bu firma sahipleri

kendilerini akladı aklamasına

ama o haberler

hala hafızalarda...

Mesela, imalathaneye atılan

ve sonra da

görüntüsü alınan

fare olayı...

Torba yasadaki ilgili madde

açıkça,

"kasıt"ve "asılsız"

haber vurgusu yapıyor...

Yani, bu torba yasa

TBMM'den geçerse,

endişelenecek

olanlar

gazeteciler değil, şantajcılardır!..

Elinde belge varsa,

bilgi doğruysa, firma yetkililerinden görüş alındıysa

ve haberde

"kamu yararı" bulunuyorsa

görevini yapan

gazeteciye kim ne

diyecek?..

Zaten, yasa teklifinde de

üstüne basa basa,

"kasıt" ve "asılsız haber" vurgusu yapılıyor...

Bu yasaya karşı çıkarak,

basın özgürlüğünün

savunulmaya

çalışılmasını doğru bulmuyorum...

Gazetecinin

özgürlüğü kadar,

sorumlulukları da vardır!..

Aslında; yalan ve iftiralarla kurgu haberler yaparak

insanları itibarsızlaştırmaya çalışanları

medyadan dışlamak adına

söz konusu teklifin

yasalaşması

doğru olur!..

Basın kuruluşlarının

siyasal anlamdaki

endişelerini anlıyorum ama

şantajcıların

nice canlar yaktıklarını da

belirtmek istiyorum...

Bu ülkede, "Kalem, ehlinin elinde Musa'nın asası; ehli olmayanın elinde de Allah'ın belasıdır"

sözünü de unutmayalım!..