Rusya, Ukrayna savaşından ötürü Avrupa ülkelerinin uyguladığı ambargoya doğalgaz kesintisiyle yanıt vermeye başladı.
Beş ay önce Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile başlayan ve halen süren savaş, sivil insanların ölümü, kentlerin yerle bir olmasının yanı sıra, her iki ülke ekonomisine ağır darbe vurdu. Rusya’nın askeri açıdan güçlü olmasına karşın Ukrayna’nın direnmesinde hiç kuşkusuz Batılı ülkelerin bu ülkeye yaptığı silah ve para yardımı önemli rol oynuyor.
Savaşın ne denli lanet bir şey olduğunu yinelemeye gerek yok. Savaş, asker ve sivil olsun can kayıplarından, kan ve gözyaşından başka bir şey değil. Umarım en kısa sürede sonlanır kuzeyimizdeki kanlı çatışma. 
Rusya, Avrupa ülkelerinden intikamını doğalgaz silahını kullanarak alıyor. Rus devlet şirketi Gazprom 27 Temmuz gece yarısından itibaren “Kuzey Akımı- 1” doğalgaz boru hattından Almanya’ya sadece yüzde 20 kapasite gaz pompalayacağını duyurdu. Rusya’nın “arıza” gerekçesiyle aldığı karar, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini alarma geçirdi.
Doğalgaz kesintisi başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin ekonomilerinde ciddi sorunlara yol açacağı  aşikar. Zira Batılı ülkeler gerek enerji üretiminde gerek ısınmada Rusya’dan dışalımını yaptığı doğalgaza bağımlılar. Asıl korkulan doğalgazı baskı unsuru olarak kullanan Rus lider Putin’in kış aylarında sevkiyatı tümü ile durdurması.
Doğalgaz kozunu Batı ülkeleri üzerinde “Demokles’in kılıcı” olarak kullanmakta kararlı gözüken Putin, bakalım ülkesine uygulanan ambargoda geri adım attırabilecek mi? 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in 5 Ağustos’ta Moskova’da yapacağı görüşmede ülkemize verilen doğalgaz miktarının artırılması kuşkusuz ele alınacaktır. 
Rusya’nın ani kararı üzerine Avrupa enerjide çıkış aramaya koyuldu. Kesintiden oluşan boşluğu gidermek için kömür ve petrolle üretim yapan santrallere yönelmeleri kuvvetle muhtemel. Ayrıca kapatma kararı aldıkları nükleer enerjiye yoğunluk vermeleri kaçınılmaz. Oysa, Almanya aşamalı olarak nükleer enerji santrallerini kapatmaya hazırlanıyordu.
Doğalgaz kesinti kararı güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının ivediliğini bir kez daha gösterdi. Türkiye dahil tüm ülkelerin potansiyelini kullanarak temiz enerjiye yoğunlaşmalarının zorunluluğu bu kriz ile kanıtlanmış oldu. Özellikle Türkiye’nin mevcut kaynaklarını yeterince değerlendirmesi şart.  
Avrupa ülkelerinde tasarruf önlemlerinin hayata geçirilmesi kaçınılmaz. En ilginç tasarruf önerilerinden biri Almanya’dan geldi. Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı, Alman emeklilerinin soğuk aylarda Türkiye gibi sıcak güney illerine gitmesini önerdi. 
Aslında bu öneri Türkiye’nin yararına. Kış mevsiminde Antalya, Alanya, Manavgat, Bodrum gibi tatil kentlerine Alman emeklilerinin  gelmesi ve uzun süre kalması ekonomi adına önemli kazanç. Hem ülkeye döviz katkısı olur hem de istihdamı artırır. İyi düşünmüş Alman turizmci…