Ünlü manken ve oyuncu Tuğçe Kazaz, 7 Haziran seçimlerinden bu yana hedefin AK Parti değil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirterek, Erdoğan’ı eleştirenlere tepki gösterdi.
Ünlü manken ve oyuncu Tuğçe Kazaz, söylemleri ile dikkat çekmeye devam ediyor. 7 Haziran Genel Seçimleri’nin milletin iradesine ipotek konularak gerçekleştiğini savunan Tuğçe Kazaz, İHA’ya yaptığı açıklamada, “Muhalefeti, Kandil’i, Almanya’sı, İsrail’i, İngiltere’si, Amerika’sı, Gülen’i, Doğan’ı, CHP’si, HDP’si, sazcısı, sözcüsü, yalakası, Doğan’ın garsonu, dönmesi, sanatçısı, yurt dışındaki kulluk ettikleri yöneticilerine sunmak ve aradaki kendilerine ilah yaptıkları paradan paylarını almak için kurdukları kirli ittifak için algı operasyonları ile milletin iradesine ipotek koydular. Hedef AK Parti değil, Sayın Cumhurbaşkanı idi. Dikkat ederseniz seçimlerden sonra AK Parti ile ilgili eleştiri yapan yok denecek kadar az ama hemen hemen her gün Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili negatif yönde bir haber çıkartılıyor. Çünkü talimat dışarıdan, gözler kara ve hedef büyük. Amaç Türkiye’yi küçültmek ve bugün Filistin’de plajdaki çocukları katlettikleri gibi paralarına ve dünyasal güçlerine güç katmak için insanlığı yok sayan zihniyet için 13 yıl öncesinde banka hortumlayıp İsrail’e bu paraları gönderenleri tekrar hortlatmak” dedi.
“GÜL, İYİ SİYASETÇİ ANCAK İYİ BİR LİDER DEĞİL”
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de eleştiren Kazaz, şöyle konuştu:
“Abdullah Gül her siyasetçi gibi siyaset ve insanlık etiğine yakışır bir biçimde çıksın iki tane miting yapsın. Millet zaten notunu verecektir. Ama bana göre Abdullah Bey birinci sınıf insan ama ikinci adam olabilecek nitelikte biridir. O nedenle ülkeyi yönetmesi için başka bir adam bulun. Çok sevdiğim bir laf vardır, lider lider tanımaz. Bir lider diğer bir lidere boyun büküyorsa, onu lider diye lanse etmek manasız olur. Abdullah Bey iyi bir siyasetçidir ancak iyi bir lider değildir. Ayrıca Sayın Abdullah Gül eğer siyaset yapacaksanız size yakışan AK Parti’de siyaset yapmaktır. Diğer yandan iyi insan olmakta ülkeyi yönetmek için yeterli değildir. Mesela benim annem de iyi bir insan ama ülke yönetemez. Yani iyi insan olmak yeterli değildir. Ve Abdullah Bey eğer ki gerçekten kendi çıkarlarını değil de ülkenin çıkarlarını gerçekten okumuş biri ve gerçek bir lider olsaydı o zaman danışmanlığını yapmış Aydın Doğan yalakası Ahmet Sever’in böyle bir süreçte, Cumhurbaşkanlığı yapmış biri olarak makamına saygısından o kitabın çıkışını engeller, kendini de halkın gözünde küçültmezdi.”
FEHMİ KORU VE AYDIN DOĞAN’I ELEŞTİRDİ
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili söylemleri de değerlendiren Tuğçe Kazaz, sarayın kimsenin malı olmadığını söyledi. Kazaz, şöyle devam etti:
“Saray Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin malıdır ve prestijidir. Bugün piyasada gördüğümüz ve ak saray için konuşan bütün herkesin derdi, egolarının o sarayda ve o makamda olamamalarının verdiği kuyruk acısıdır. Ve bunun için de halkın duyguları üzerinden, halkı da kendi kirli emellerine alet etmeye çalışmaktadırlar. Ama inanıyorum ki bu millet er ya da geç size de gerekli tokadı vuracaktır. Boşaltma olayına da gelince bu milletten 14 partinin kirli ittifaklarına rağmen yüzde 52 oy almış ve seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na akıl vermek sana mı kaldı Sayın Koru? Aydın Doğanlar, Netanyahular, Severler, şeytandan daha bilgili olduğunu iddia eden garsonlar yetmiyormuş gibi bir de sen mi çıktın başımıza? Fehmi Koru iyi bir insan olabilir. Tanımam. Ama bu kadar hassas bir süreçte ortaya çıkıp böyle konuşması düşündürücü. Şimdiye kadar ortalığa çıkmış uşaklar size de iki çift lafım var. Boşaltılacak bir şey varsa artık yavaş yavaş boşaltmaya çalıştığınız eteğinizdeki taşları tam açıp boşaltın da, bu millette ne yapmaya çalıştığınızı ve gerçek yüzünüzü anlasın. Diğer yandan köşe yazısında Ethem Sancaktar’ı tetikçi diye bol bahşiş almak için lanse eden Aydın Doğan’ın garsonuna da iki çift lafım var, Ethem Sancaktar’ı tanımam etmem. Ama anladığım kadarı ile bu ülkenin tetikçisidir. Peki. Sen ve tayfan hangi ülkelerin tetikçisisiniz?”
“SUSSAM VİCDANIM KABUL ETMİYOR”
Kazaz, ülke gündemine duyarsız kalamadığını belirterek, “Dinliyorum, izliyorum. Ben bu gerçekleri görüyorum. Ama ben susayım da işin ehli olan insanlar, gerçekten yıllarını bu davaya vermiş insanlar konuşsun diyorum ama kimsede çıt yok. Sebebini bilmiyorum ama ben kendimi gerçekleri konuşmaktan alıkoyamıyorum. Ben sussam vicdanım kabul etmiyor” ifadelerini kullandı.