15 Temmuz gecesi, Ankara’ya gitmek için Çardak Havalimanına gelen FETÖ’cü askerleri teslim olmaya ikna eden Denizlispor Başkanı Ali Çetin, “Bir ara darbeci yarbayı vurmayı düşündüm” dedi.

FETÖ /PDY silahlı terör örgütünün 15 Temmuz gecesi girdiği hain darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen, o gece FETÖ’cü askerlerin namlularına göğüslerini siper eden isimlerin anıları halen tazeliğini koruyor. Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olan önemli simalardan bir tanesi de, Denizlispor Başkanı Ali Çetin.

Başkan Çetin, AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin ile birlikte olduğu bir anda haberi alır almaz kendisi en yakınındaki 9 kişiyle birlikte FETÖ’cü askerlerin kullanmayı planladığı Çardak Havalimanına geldi. Aydın’ın Söke ilçesinden “Eğitim planı icra edeceğiz” denilerek Çardak’a getirilen, sabahın erken saatlerinde gelecek uçaklarla Ankara’ya ulaşmaları planlanan FETÖ’cü askerlerin havalimanın girmesini yolu keserek engelleyen ve hayatını hiçe sayarak saatlerce darbeci yarbay ile sözde komuta kademesindeki rütbeli askerleri ikna etmeye çalışan Çetin, amaçlarına ulaşamayan askerlerin teslim olmasıyla sonuçlanan gecede yaşananları anlattı.

15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde Denizli Çardak Havalimanında yaşananları anlatırken şehitleri rahmetle anan Ali Çetin, o akşam AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin ile birlikteyken haberi aldıklarını hatırlattı. Daha sonra belediye önünde toplandıklarını belirten Şahin, “Vekilimizin öncülüğünde yaptığımız görüşmelerin ardından toplanıp Çardak Havalimanına gitmeye karar verdik. Ruhsatlı silahlarımızı yanımıza alıp önce Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne gittik. Orası kepçelerle kapatılmıştı. Bizim olduğumuzu görünce kapıyı açtılar. Valimiz, Emniyet Müdürümüz ve Jandarma Komutanımız sonradan geldi. Orada yapılan görüşmede, sıkıntılı durum nedeniyle gitmemizin doğru olmayacağı söylense de Vekilimizle birlikte 9 kişi Çardak’a gittik. Komandolar şuan ki sivil girişin olduğu yerde konvoy halinde bekliyorlardı. Belli bir süre onlar orada, biz ise karşıda bekledik. Şahin Vekilime, ‘Abi ben gidip bunlarla konuşacağım’ dedim. Kardeşim Tuncay ile birlikte yanlarına gittik, bizi kovdular. Geri dönüp 5-10 dakika daha bekledikten sonra tekrar yanlarına gittim. Orada bir yarbay vardı, hiç unutmuyorum ismi de Ziver İnci idi. Yarbay, üsteğmen ve teğmen üçü birlikte volta atıyorlardı. ‘Niye geldiniz yine’ diye sorduklarında, ‘Bakın bu insanların hepsi buraya ölmeye geldi. Ne gerekiyorsa bunu yapmaya hazırız’ dedim”

“Darbeci yarbayı vurmak istedim”

Darbeci 3 askerin dışında orada bulunan bir başçavuşun kendilerine çok kötü davrandığını ve tehditler savurduğunu anımsatan Çetin, sözlerine şöyle devam etti:

“Gidip gelme şeklinde devam eden görüşmeler sonunda tekrar gittiğimizde yarbay bize, ‘Kaymakam ve savcı geldiğinde biz sorun yaşadık. Teslim olalım ancak bir polise değil rütbeli birisine teslim oluruz’ dedi. Koşarak Vekilimizin yanına gittim ve gelişmeleri anlattım. Şahin Vekilimiz Jandarma Alay Komutanımızı aradı, sağ olsun kendisi de çok kısa sürede geldi. Önceleri bize çok ser davranmışlardı ama sanırım gelişmeleri takip ettikleri için daha ılımlı davranmaya başladılar. Ortamın çok gerildiği bir anda Şahin Ağabeyime ‘Abi ben bu yarbayı vurayım’ dedim. Çünkü bana yaşananlar sadece oradan ibaret gibi gelmişti. Beni engelleyen Vekilimiz, ‘Sakın yapma. Burada bir sürü insan var. Herkesi öldürürler’ dedi. Jandarma Komutanımız gelince onlara ‘silah çat’ dedi teslim oldular”

“Namlunun önünde durmaktan yine çekinmem”

“Allah bize bir daha böyle bir musibet göstermesin” diyen Başkan Çetin, kendisinin 15 Temmuz gecesi olduğu gibi her zaman vatanın müdafaası için göreve hazır olduğunu söyledi. Çetin, açıklamalarını şu ifadelerle tamamladı:

“Böylesine bir hainliğe tekrar teşebbüs olursa bile bu ülkenin evlatları, bu millet dimdik 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi onların karşısında duracaktır. Uçağa levye fırlatan, tankın önüne gövdesini siper eden insanlarımız, bu ülkenin geleceğiyle ilgili kimseye taviz vermeyecektir. Eğer bir gün ihtiyaç duyulursa benim, ailemin ve bu camianın namlunun karşısında duracağımızdan kimsenin de şüphesi olmasın”