İZMİR Kent Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr.Dr. Berkhan Savaşçın, kalın bağırsak kanserinin artık laparoskopik denilen kapalı yöntemle ameliyat ve tedavi edilen kanserler arasına girdiğini söyledi. Bu yöntemin açık ameliyat yönteminin yerini de aldığını belirten Opr.Dr. Savaşçın, "Ameliyat sonrası konforunun çok iyi olması, hastanın daha kısa sürede günlük yaşama dönme şansı bu yöntemin önem ve değerini artırıyor" dedi.
Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Berkhan Savaşçın, 'Kolon' olarak adlandırılan kalın bağırsağın, yaklaşık 1.5-2 metre uzunluğundaki sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmı olduğunu söyledi. Opr.Dr. Savaşçın, kolon kanserinin erkek ve kadında eşit oranda görüldüğünü, görülme sıklığı bakımından kolon kanserinin tüm kanserler içinde üçüncü sırada yer aldığını anlattı. Opr.Dr. Berkhan Savaşçın, hemoroid kadar olmasa da alt sindirim yollarındaki kanamaların önemli nedenlerinden biri olduğunu ifade etti. Opr.Dr. Savaşçın, kolon kanserinin nedeninin kesin olarak bilinmediğini ancak, oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenler olduğunu belirtirken, beslenmenin önemine dikkat çekti. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanseri geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri görülme sıklığının daha fazla olduğunu kaydeden Opr. Dr. Savaşçın, şöyle dedi:
"Beslenme, kolon kanserinde önemli bir yere sahip. Özellikle batı tipi fast food dediğimiz beslenme kolon kanseri ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin de etkili olduğu iddia edilmektedir. Böyle bir risk yaratmamak için doğru ve sağlıklı beslenmeliyiz. Fazla lifli gıdalarla beslenmenin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu bilinmelidir. Ayrıca bazı kimyasal maddeler de kolon kanseri nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanserinin daha sık oranlarda görülmesi bu iddiayı güçlendirmektedir." 
AMELİYAT OLMAMIŞ GİBİ
Opr.Dr. Berkhan Savaşçın, kalın bağırsak kanserlerinde öncelikli tedavinin cerrahi olduğunu söyledi. Artık günümüzde 'Total mezo eksizyonu' denilen cerrahi tedavi yönteminin kullanıldığını, bu yöntem sayesinde eski cerrahiye göre kanserin tekrarlama oranının yüzde 30 azaldığını belirten Opr. Dr. Savaşçın, hastaya 'Ameliyat olmamış gibi' konfor sağlayan kapalı yöntemle ilgili şu bilgileri verdi:
"Cerrahi tedaviye ek kemoterapi ve radyoterapi tedavileri de kullanılır. Erken tanı konulan kanserlerde tedavi oranı yüzde 80'dir. Bu ameliyatlar, uygun vakalarda, 'kapalı yöntem' dediğimiz laparoskopik yöntemle de yapabilmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi bu hastalıklarda da kapalı yöntem açık cerrahinin yerini aldı. Ameliyat sonrası konforunun çok iyi olması, daha kısa sürede günlük yaşama dönme şansı gibi nedenler cerrah olarak hastalarımıza bu tedaviyi uygulamaya yöneltti. Uygun vakalarda biz de hastalarda açık ameliyat yerine bu yöntemi tercih ediyoruz."

FOTOĞRAFLI